Translation of "Osos" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Osos" in a sentence and their turkish translations:

- Tengo miedo a los osos.
- Los osos me dan miedo.

Ayılardan korkarım.

Los osos son bastante peligrosos.

Ayılar oldukça tehlikelidir.

Los osos son muy peligrosos.

Ayılar çok tehlikeli.

¿Hay osos por aquí cerca?

Buralarda hiç ayı var mıdır?

Los osos polares cazan focas.

Kutup ayıları fok balıklarını avlarlar.

¿Los osos cagan en el bosque?

Bir ayı ormanda mı dışkılar?

Los osos hibernan durante el invierno.

Ayılar kış uykusuna yatar.

¿Aún hay osos salvajes en Alemania?

Almanya'da hâlâ yabani ayılar var mı?

Los rusos saben todo sobre osos.

Ruslar ayılar hakkındaki her şeyi bilirler.

Los osos Koala huelen como eucalipto.

Koala ayıları okaliptüs gibi kokarlar.

Al pensar en hielo ártico, osos polares,

Arktik buzulları, kutup ayıları...

Los osos heridos normalmente son muy peligrosos.

Yaralı ayılar genellikle çok tehlikelidir.

Los osos pueden trepar a los árboles.

Ayılar ağaçlara tırmanabilir.

Los osos blancos viven en el Ártico.

Beyaz ayılar Arktika'da yaşar.

La mayoría de los osos son omnívoros.

- Çoğu ayı omnivor'dur.
- Çoğu ayı hepçil'dir.

¿Alguna vez has puesto una trampa para osos?

Sen hiç ayı tuzağı kurdun mu?

Comparados con los tigres, los osos son animales agradables.

Kaplanlarla karşılaştırıldığında, ayılar güzel hayvanlardır.

Si hay osos cerca, ¡deben tener el doble de cuidado!

Bölgede ayılar varsa iki kat dikkatli olmanız gerekir!

Justo antes de hibernar, estos osos negros visitan el centro.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Los cerdos hormigueros normalmente son confundidos con los osos hormigueros.

Yer domuzları normalde karınca yiyenlerle karıştırılır.

Jane dejó de coleccionar osos de peluche a los 20 años.

Jane 20 yaşındayken oyuncak ayı toplamayı durdurdu.

El cangrejo de los cocoteros enfrenta a uno de los osos más temibles.

Çevik Hindistan cevizi yengeci dünyanın en korkunç ayılarıyla karşılaşacak.

Por primera vez en tres meses, los osos sienten el calor del sol.

Ayılar üç ay sonra ilk defa güneşin sıcaklığını hisseder.

Algunas personas creen que los osos polares caminan libremente por las calles de Noruega. Por suerte, son disparates.

Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.

Los osos polares usan su gran fuerza para atravesar la superficie. Pero, al menos, dos tercios de las cacerías fracasan.

Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.

Los osos blanco y negro que viven en las montañas de China y el Tíbet se los conoce como "pandas".

Çin ve Tibet dağlarında yaşayan siyah ve beyaz renkli ayılara "panda" denir.

Los osos también suelen dormir más durante el día que durante la noche, aunque esto no se aplica durante el verano, con veinticuatro horas de luz.

Ayılar gün içinde gece uyuduklarından daha çok uyurlar, ne var ki bu yazları, yirmi dört saat boyunca gündüz olduğundan geçerli değildir.