Examples of using "Largo" in a sentence and their turkish translations:
- O uzun saçlı.
- Onun saçı uzun.
Onun uzun saçı var.
O uzun saçlı.
Hayat uzun, uzun bir yoldur.
Bu çok uzun.
Bu çok uzundu.
Sadece üç santimseniz epey uzun bir mesafe.
Tom'un uzun saçı var.
- Saçınız çok uzun.
- Saçın çok uzun.
Maria'nın uzun saçları var.
O köprü uzun değil.
Birçok uzun yürüyüşte,
Aşağıya kadar uzun bir yol var.
çok uzun bir süre kendini belli etmeden
Uzunluğu ölçebilir misin?
Onun saçı uzun.
Uzun bir gün geçirdiniz.
Yol uzun.
Uzun saçı vardı.
İyice düşünmeden evlenirsen düşünmeye vakit bulunca pişman olursun.
Bu nehir uzun.
- Uzun saçım var.
- Benim uzun saçım var.
Bu çok uzun.
Yolculuğumuz uzun sürecek.
Benim saçım uzun.
Onun saçı uzun ve güzel.
Hâlâ çok uzakta.
Hâlâ çok uzakta.
O, otuz metre uzunluğundadır.
Ben uzun bir rüyadan uyandım.
Bu yol çok uzun.
Metin çok uzun.
Uzun süre oturdum.
O köprü uzun değil.
Saçım çok uzun.
Uzun bir boynu var.
Bu uzun bir kalem.
Çok uzun saçım var.
Ne uzun saçın var!
- Onun saçlı uzun.
- Onun saçı uzun.
O köprü uzun değil.
Vaaz son derece uzundu.
Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.
Bunu uzun bir süre unutmuştum.
Yirmi yıl uzun bir süre.
O, beni görmeden geçti.
O, dün çok uzun bir konuşma yaptı.
Yol kısa mı yoksa uzun mudur?
O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?
Trenimiz uzun bir tünelden geçti.
Uzun süre onu bekledim.
Bunların saçı uzun ve güzel idi.
Onun çok uzun saçları var.
Boston'a uzun bir yol var.
Tom'un saçı uzun.
Sekiz metre uzunluğundaydı.
Uzun, kıvırcık saçları var.
Bizim müdür uzun bir konuşma yaptı.
Onun uzun saçı tamamen ıslaktı.
Sonbahar uzun ve ılımandı.
Önümüzde çok uzun bir yolculuğumuz var.
Uzun saçın modası geçti.
Bayanlar gece kıyafetindeydiler.
Gidecek uzun bir yolum var.
Tom, Mary'nin ardından koştu.
Mary'nin çok uzun saçı var.
Ben uzun bir yürüyüşe çıktım.
Köprünün uzunluğu ne kadar?
Onun uzun konuşmasından sıkıldım.
Carol'ın elbisesi uzun.
Nehir boyunca yürüdüm.
Uzun bir süredir buradayız.
Geçen sene saçları uzundu.
Tom'un geçen sene uzun saçı vardı.
boyu 30 santimetreyi aşabilen bu hayvanın...
her biri 643 km uzunluğunda olan
Sonra uzun bir bekleyiş dönemi geldi.
Bu üç metre uzunluğundadır.
Susie'nin saçı çok uzun.
On yıl gerçekten uzun bir zaman aralığıdır.
Hâlâ gidecek uzun bir yol var.
Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.
O uzun zamandır hastaydı.
Bir şeye uzun süre bağlı kalamaz.
Zürafaların çok uzun boyunları var.
Bu uzun süre sürüklenecek gibi gözüküyor.
Onun uzun konuşması hepimizi sıktı.
O uzun saçlı kız Judy'dir.
Uzun süre iş arıyorum.
Sahil boyunca arabayla gezdik.