Translation of "Posponer" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Posponer" in a sentence and their turkish translations:

No deberías posponer casarte.

Evlenmeyi ertelememelisin.

¿Podemos posponer el viaje?

Seyahati erteleyebilir miyiz?

No podemos posponer la junta.

Toplantıyı erteleyemeyiz.

Tuve que posponer mi cita.

Ben randevumu ertelemek zorunda kaldım.

Él decidió posponer su partida.

Gidişini ertelemeye karar verdi.

Tom decidió posponer su salida.

Tom gidişini ertelemeye karar verdi.

Tal vez debamos posponer el juego.

Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.

Deja de posponer buscar un empleo.

Bir iş bulmayı ertelemekten vazgeç.

Creo que deberías posponer la reunión.

- Toplantıyı ertelemen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence toplantıyı ertelemelisin.
- Sanırım toplantıyı ertelemelisin.

Las circunstancias nos obligaron a posponer la reunión.

Şartlar bizi toplantıyı ertelememiz için zorladı.

La fuerte nevada les hizo posponer su partida.

Yoğun kar onların kalkışını erteletti.

Tenemos que posponer el partido hasta el próximo domingo.

Oyunu önümüzdeki Pazara ertelemek zorundayız.

Tuvimos que posponer la reunión a causa de la tormenta.

Fırtına nedeniyle toplantıyı ertelemek zorundaydık.

Tuvimos que posponer la reunión a causa de la lluvia.

Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

Con el fin de posponer la fecha de vencimiento del planeta.

kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya ihtiyacımız var.

Tienes que posponer tu salida a Inglaterra hasta la próxima semana.

Gelecek haftaya kadar İngiltere'ye gidişini ertelemek zorundasın.

Tom y Mary quedaron de acuerdo en posponer la fiesta en una semana.

Tom ve Mary bir hafta süreyle partiyi erteleme kararı aldı.

Nos íbamos a casar en mayo, pero tuvimos que posponer la boda hasta junio.

Mayıs ayında evlenecektik ancak evliliği Haziran ayına kadar ertelemek zorunda kaldık.