Examples of using "Empleo" in a sentence and their turkish translations:
Bir işim yok.
Bu işe ihtiyacım var.
Başka bir işe girdim.
gelir ve istihdam yaratacak
istihdam krizi,
O işini değiştirdi.
Bir iş başvurusu yapıyorum.
İşimi bırakmak istiyorum.
İş arıyor.
Tom işi kabul etti.
Benim iyi bir işim var.
Ama biliyor musunuz, aslında "şoförlük"
Bayan Crouch, bir işiniz var mı?
Tom bir iş arıyor.
Daniel'in iyi bir işi var.
Bu işi istediğini sandım.
Ama onun bir işe ihtiyacı vardı.
Bir iş için mülakata alındım.
Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.
Tom işini değiştirmeyi düşündü.
Tom'un şu anda bir işi yok.
Artık bir işim yok.
Kasiyer, kredi memuru veya taksi şoförü gibi
Bir iş bulmayı ertelemekten vazgeç.
Tom Mary'ye bir iş buldu.
O, kısa sürede yeni işi bıraktı.
Tom bir işe girmeli.
Filiberto sadece işini kaybetti.
Neden bir iş aramıyorsun?
O, sorumsuzluğundan dolayı işini kaybetti.
Senin zaten bir işin olduğunu düşündüm.
İşimi geri istiyorum.
Ne çeşit bir iş arıyorsun?
Tom yeni işini ilginç buldu.
Tom bir tamirci olarak bir iş buldu.
Tom çok stresli bir işi var.
Şimdiki işimi bırakacağım.
Ben işi aldım.
Eski işini geri istemiyor musun?
Geçen yıl bir önceki işini kaybettiğinden beri, Tom bir iş aramaktadır.
5,7 milyon insan istihdam ediyor
İşinizi kaybetseniz, ne yapardınız?
İşini kaybetme konusunda endişeli.
Tom Mary'nin bir işi olduğunu duydu.
İş için müracaat etti ve onu aldı.
Neden sadece işini bırakmıyorsun?
Bir iş bulmak için her şeyi yapardım.
İşi bana teklif edeceğini düşünmüştüm.
Bir iş bulacaksın.
Onun resmî iş görevleri nelerdir?
İşi bırakmamın nedeni budur.
Bana iş teklifi geldi.
O bir iş arıyor.
İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
Onun yeni bir iş bulduğuna dair söylentiler var.
Onun ilerlemiş yaşı onun bir iş bulmasını engelliyor.
Senin o işi almanın harika olduğunu düşünüyorum.
Maaşım yok çünkü işim yok.
Keşke iyi bir iş bulmana yardım edebilsem.
Bir iş arıyorsanız reklam bölümünü okuyun.
O, iş arıyor.
Geleceği olmayan bir işte tuzağa düşürülmüştü.
- Bir iş aramak için New York'a geldi.
- İş aramak için New York'a geldi.
Ben bugün iş için başvuracağım.
Onlar onu kovdular.
Tom işini kaybetmediği için şanslıydı.
Tom'un tam zamanlı bir işi yok.
Tom yeni bir iş aramaya başladı.
O işten vazgeçtiğine inanamıyorum.
Elimden geldiğince kısa sürede bir iş bulmayı düşünüyorum.
Tom istediği işi alamadı.
Tom işini seviyor.
Ama onun bir işe ihtiyacı vardı.
- İşimi yeni kaybettim.
- Yalnızca işimi kaybettim.
Öğretmenimin yardımıyla bu işi buldum.
Tom üniversite derecesiyle daha iyi bir iş alacak.
Onun hukuk kütüphanesinde bir işi var.
Tom'un yeni işinde mutlu olduğundan şüpheliyim.
gösteren bu günlerde pek çok geçerli kaygı var.
Gelecek seçimlerde işini geri alacak.
O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.
Pazartesi günü işimi kaybettim.
İşimi seviyorum.
Amerika Birleşik Devletleri'nde milyonlarca insan işsizdir.
Faydalı yeteneklerin yoksa bir iş alamazsın.
Tom Mary'nin işini niçin bıraktığını bilmiyor.
Tom, iyi bir iş bulacak kadar şanslıydı.
Bu adamın almayı umduğu işi alması doğru mu?
Onun yeni bir iş bulduğu konusunda dolaşan bir söylenti var.
Bir iş arıyor musunuz?
İşte başarılı oldum.
Ben işsizim.