Examples of using "Tal" in a sentence and their turkish translations:
- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.
- Armut dibine düşer.
- Anasına bak, kızını al.
yok böyle bir şey diye
Nasılsın?
O belki gelecek.
- Merhaba, nasılsın?
- Merhaba! Nasılsın?
- Selam. Nasıl gidiyor?
- Selam, nasılsın?
- Merhaba, nasılsın?
- Selam, nasıl gidiyor?
Armut dalının dibine düşer.
Bir biraya ne dersin?
Bu gerçek olabilir ya da olmayabilir.
Belki de değil.
Ne haber, Mike?
- Yarına sana uyar mı?
- Yarına ne dersin?
Merhaba, nasılsın?
Belki kar yağar.
- Seni tam olduğun gibi seviyorum.
- Seni sen olarak seviyorum.
- Seni kendi hâlinle seviyorum.
- Merhaba, nasılsın?
- Merhaba! Nasılsın?
- Selam. Nasıl gidiyor?
ama şu an eşit olmadığımızı söylediğimizde
Merhaba! Nasılsın?
- Merhaba, nasılsın?
- Selam, nasılsın?
belki de bir engel.
Mesela yüzde 30?
belki de bir anı
Belkide bu olay
Bir içkiye ne dersin?
Bir biraya ne dersiniz?
Tadı nasıl?
Belki konuşabiliriz.
Sen asla böyle bir şey yapmazsın.
Merhaba John, nasıl gidiyor?
Belki yardım edebilirim.
Belki bunu yapmalıyım.
Belki beklememiz gerekiyor.
Patatesleri nasıl istersiniz?
Merhaba Mimi! Nasılsın?
Öyle bir şey söylemeyin.
- Sen bir aptalsın!
- Ne kadar da aptalsın!
Merhaba! Nasılsın?
Belki sana yardım edebilirim.
Belki konuşmalıyız.
Biraz kahveye ne dersin?
Boston nasıldı?
Belki sana yardım edebiliriz.
Belki de önemi yoktur.
Belki bunu denemelisin.
Belki rüyanda gördün!
Aile nasıl?
Biraz çay almaz mısın?
Belki başaracaksın.
Belki denemeliydik.
Nasılsın?
- O belki gerçektir.
- Belki de o doğrudur.
Merhaba, Susan. Nasılsın?
Nasılsın?
O tam düşündüğüm gibiydi.
Armut dalının dibine düşer.
yere getirip burada tekrar bir araya geliyor.
İşte gösterdiğim şey bu.
Belki de biliyor olmanız gerekiyor.
Neyse ki, böyle bir şey var:
Ya da böyle.
Daha ufak bir şey mi baksalar?
ama böyle bir paylaşım olabilirmiş
olur mu hiç öyle şey
belki de seçimleri kaybedecek
Yeni işin nasıl?
O, yolunu kaybetmiş olabilir.
Akşam yemeği için balık yemeğe ne dersin?
Belki onlar mutlu olabilirler.
Tom öyle bir şey yapmayacaktır.
- Belki kaderdir.
- Belki o alın yazısıdır.
Ve bir kahveye ne dersin?
Belki o bir tuzak.
Sen asla böyle bir şey yapmazsın.
Bu geceye ne dersin?
Belki bu önemli bir şeydir.
Belki Tom haklıydı.
Belki bazı yunuslar göreceğiz.
Böyle bir şey yaptığıma pişmanım.
Yürüyüşünüz nasıldı?
Bu kırmızı şapkaya ne dersiniz?
Su kaynatman gerekebilir.
Belki bir kitap yazacağım.
İşler nasıl gidiyor bakalım?
Henry isimli birisi seni görmek istedi.
- Seni olduğun gibi seviyorum.
- Seni sen olarak seviyorum.
- Seni kendi hâlinle seviyorum.
Yeni iş nasıl?
Bu belki tamir edilebilir.
Belki o yarın gelecek.
Böyle bir hakarete katlanamayız.
Belki bana inanmayacaksın.