Translation of "Reunión" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Reunión" in a sentence and their turkish translations:

- La reunión fue cancelada.
- Se canceló la reunión.

Toplantı iptal edildi.

¿Reunión de junta?

Yönetim kurulu toplantısı mı?

La reunión comenzará.

Buluşma başlayacak.

La reunión terminó.

Toplantı kapatıldı.

Suspendo la reunión.

Toplantıyı iptal ediyorum.

Estamos en una reunión.

Bir toplantı yapıyoruz.

La reunión fue aquí.

Toplantı burada yapıldı.

Asiste a la reunión.

Toplantıya katıl.

¿Quién organizó esa reunión?

O toplantıyı kim düzenledi?

La reunión ya terminó.

Toplantı bitti.

Hoy tengo una reunión.

Bugün bir toplantım var.

La reunión fue ayer.

Toplantı dündü.

¿Quieres cancelar la reunión?

Toplantıyı iptal etmek ister misin?

Está en una reunión.

O, bir toplantıdadır.

Asistiré a la reunión.

Toplantıya katılacağım.

Voy a una reunión.

Bir toplantıya gidiyorum.

Él dirigió la reunión.

O, toplantıyı yönetti.

¿No tenés una reunión?

Senin toplantın yok mu?

- Kate no asistió a la reunión.
- Kate faltó a la reunión.

Kate toplantıya katılmadı.

- Tom no estaba en la reunión.
- Tom faltó a la reunión.

Tom toplantıda değildi.

- No te perdiste a la reunión.
- No te perdiste la reunión.

- Toplantıyı kaçırmadın.
- Toplantıyı kaçırmadınız.
- Buluşmayı kaçırmadın.
- Buluşmayı kaçırmadınız.

- ¿La reunión es hoy o mañana?
- ¿Es la reunión hoy o mañana?

Toplantı bugün mü yoksa yarın mı?

- Él no estaba en la reunión.
- Él estuvo ausente de la reunión.

O, toplantıda yoktu.

Sugerí que termináramos la reunión.

Toplantıyı bitirmemizi önerdim.

La reunión duró dos horas.

Toplantı iki saat sürdü.

La reunión tendrá lugar mañana.

Toplantı yarın yapılacak.

Muchos asistieron a la reunión.

Toplantıya çoğu tarafından katılındı.

La reunión tuvo lugar ayer.

Toplantı dün yapıldı.

La reunión casi había terminado.

Toplantı neredeyse bitmişti.

Tenemos que cancelar la reunión.

Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız.

La reunión se realizará mañana.

Toplantı yarın olacak.

¿Quién asistió a la reunión?

Toplantıya kimler katıldı?

La reunión será sostenida anualmente.

Toplantı yıllık olarak yapılacaktır.

Tengo una reunión muy importante.

Çok önemli bir toplantım var.

Llovió durante toda la reunión.

Tüm toplantı boyunca yağmur yağdı.

Ellos asisten a cada reunión.

Onlar her toplantıya katılır.

Estoy aquí para una reunión.

Bir toplantı için buradayım.

¿Podemos comenzar ya la reunión?

- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Toplantıyı artık başlatalım mı?

Fue una reunión muy larga.

Bu çok uzun bir toplantıydı.

Voy a cancelar la reunión.

Toplantıyı iptal edeceğim.

Estuvo callado durante la reunión.

O, toplantı sırasında sessiz kaldı.

Espero impaciente nuestra próxima reunión.

Bir sonraki toplantımızı dört gözle bekliyorum.

Me presentaré en la reunión.

Ben toplantıda kendimi sunacağım.

Tuvimos que aplazar la reunión.

Toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

Ella está en una reunión.

O, bir toplantıda.

Estuve ausente de la reunión.

- Toplantıda yoktum.
- Toplantıya katılmadım.

¿Han convocado ya la reunión?

Toplantıya çağırdılar mı?

Fue una reunión de confianza.

- Resmi olmayan bir toplantıydı.
- Gayri resmî bir toplantıydı.

Me presenté en la reunión.

Ben toplantıda kendimi tanıttım.

Asistí a la reunión ayer.

Dün toplantıya katıldım.

Yo asistiré a la reunión.

Toplantıya gittim.

Tengo una reunión esta tarde.

Bu öğleden sonra bir görüşmem var.

- ¿Sabes en qué sala será la reunión?
- ¿Conoces la sala de la reunión?
- ¿Sabes cuál es la sala de la reunión?

Toplantının hangi odada olacağını biliyor musun?

- En la reunión había meramente seis personas.
- Solo había seis personas en la reunión.

Toplantıda yalnızca altı kişi vardı.

- ¿Se te informó en dónde será la reunión?
- ¿Te dijeron dónde será la reunión?

Toplantının nerede olacağı sana söylenildi mi?

- La reunión de hoy ha sido cancelada.
- Se ha cancelado la reunión de hoy.

Bugünkü toplantı iptal edildi.

Esa reunión fue más bien desastrosa.

Toplantı facia gibi geçti.

Deberías haber asistido a la reunión.

Toplantıya katılmalıydın.

La reunión terminó a las ocho.

Toplantı sekizde dağıldı.

La reunión duró hasta las cinco.

Toplantı beşe kadar sürdü.

La reunión terminó a las cuatro.

Toplantı dörtte dağıldı.

Pocas personas asistieron a la reunión.

Toplantıya çok az sayıda insan katıldı.

No puedo asistir a la reunión.

Toplantıya katılamam.

La reunión se terminó al mediodía.

- Toplantı gün ortasında bitti.
- Toplantı öğleyin sona erdi.

La reunión terminó a las nueve.

Toplantı saat dokuzda bitti.

La reunión terminó a las cinco.

- Toplantı beşte dağıldı.
- Toplantı beşte sona erdi.

La reunión empezó a las diez.

Toplantı saat onda başladı.

Hice de intérprete en la reunión.

Ben toplantıda tercüman olarak görev yaptım.

Él no asistió a la reunión.

O, toplantıya katılmadı.

Nadie se presentó a la reunión.

Kimse toplantıda bulunmadı.

No pude asistir a la reunión.

Toplantıya katılamadım.

Gracias por asistir a esta reunión.

Bu toplantıya katıldığın için teşekkürler.

Ellos interrumpieron la reunión para comer.

Öğle yemeği için toplantıya ara verdiler.

Sugerí que la reunión se pospusiera.

Toplantının ertelenmesini önerdim.

Tom no estaba en la reunión.

Tom toplantıda değildi.

¿Vas a asistir a la reunión?

Toplantıya katılacak mısın?

Tengo que ir a una reunión.

- Bir toplantıya gitmem gerekiyor.
- Bir toplantıya gitmeliyim.
- Bir toplantıya gitmek zorundayım.

La reunión empieza a las tres.

- Toplantı üçte başlar.
- Toplantı saat üçte başlıyor.

Creo que deberías posponer la reunión.

- Toplantıyı ertelemen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence toplantıyı ertelemelisin.
- Sanırım toplantıyı ertelemelisin.

¿A qué hora es la reunión?

Toplantı ne zaman?

¿Vas a ir a la reunión?

Toplantıya gidiyor musun?

El lunes tenemos reunión de personal.

Pazartesi günü personel toplantımız var.

Pídele que asista a la reunión.

Toplantıya katılmasını iste.

Tienes que ir a la reunión.

Toplantıya gitmelisin.

Estuvimos todos presentes en la reunión.

Hepimiz toplantıda mevcuttuk.

Discutiremos este asunto en la reunión.

Bu konuyu toplantıda tartışacağız.

¿Estás planeando participar en la reunión?

Toplantıya katılmayı planlıyor musun?

¿Cuánta gente hubo en la reunión?

Toplantıda kaç kişi vardı?

Pregúntale si asistirá a la reunión.

- Toplantıya katılmayı isteyip istemediğini ona sor.
- Toplantıya katılıp katılmayacağını ona sor.

Mucha gente asistió a esa reunión.

Birçok kişi o toplantıya katıldı.

Adelantamos la fecha de la reunión.

Buluşma tarihini ileri aldık.

Él llegará tarde a la reunión.

O toplantıya geç kalacak.

¿A qué hora empieza la reunión?

Toplantı ne zaman başlar?