Translation of "Deja" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Deja" in a sentence and their turkish translations:

- Deja de refunfuñar.
- Deja de quejarte.

Homurdanmayı bırak.

- Deja de apostar.
- Deja las apuestas.

- Kumardan vazgeç.
- Kumarı bırak.

- Deja de chillar.
- Deja ya de gritar.

Bağırmayı bırak.

- Deja de fantasear.
- Deja de soñar despierto.

- Hayal kurmayı kes.
- Hayal kurmayı bırak.
- Hayale dalma.

Deja que se vaya, deja que se vaya

Kaybolsun, kaybolsun

- No me deja preguntarte.
- No me deja pedirte.

O seni sormama izin vermeyecek.

Deja mi cámara.

Benim kameramı yalnız bırakın.

Deja de fumar.

Sigarayı içmeyi bırak.

Deja eso aquí.

Bunu burada bırak.

Deja de tocarme.

Bana dokunmayı bırak.

Deja mis cosas.

Benim şeylerime dokunma.

Deja de preocuparte.

Endişelenmeyi bırak.

Deja de gritar.

Bağırmayı bırak.

Deja de disparar.

Ateş etmeyin.

Deja de mirarme.

Bakmayı kes.

¡Deja de resistirte!

- Karşı koymaktan vazgeç!
- Direnmeyi bırak!

Deja de intentarlo.

Denemeyi bırak.

Deja de empujar.

İtmekten vazgeç.

¡Deja de reírte!

Gülmeyi kes!

¡Deja de ladrar!

Havlama!

Deja de quejarte.

Sızlanmaktan vazgeçin.

Deja de evitarme.

Benden çekinmeyi bırak.

Deja de torturarte.

Kendine işkence etmeyi bırak.

Deja de cantar.

Şarkı söylemeyi bırak.

Deja de asustarme.

Beni korkutmayı bırak.

Deja de interferir.

Müdahale etmeyi bırak.

Deja de mirar.

Aval aval bakmayı bırak.

Deja de molestarme.

Yakamdan düş.

- Deja de sobarme.
- Para de tocarme.
- Deja de tocarme.

Bana dokunmayı bırak.

- Deja de comerte las uñas.
- Deja de morderte las uñas.

Tırnaklarını ısırmaktan vazgeç.

- Déjame llevarlo.
- Deja que lleve eso.
- Deja que lo lleve.

Onu taşıyayım.

- Deja la caja donde estaba.
- Deja la caja donde está.

Kutuyu olduğu yerde bırak.

- Deja de gritar.
- Para de gritar.
- Deja ya de gritar.

Bağırmaktan vazgeç.

Deja que se derrita

Bırakalım erisin

Deja la mitad. [risas]

Yarısını bırakmış. Belki beğenmemiştir.

Uno deja de mejorar.

gelişmeyi bırakırsınız.

Vive y deja vivir.

Yaşa ve yaşat.

Deja que baile contigo.

Seninle dans etmeme izin ver.

Deja que lo haga.

O onu yapsın.

Deja ir al pájaro.

Kuşun uçmasına izin ver.

- Cállate.
- Deja de hablar.

Konuşmayı kesin.

Deja al perro fuera.

Köpeği dışarda tutun.

Deja de decir tonterías.

Bırak saçmalamayı.

Deja que te mire.

Sana bakmama izin ver.

Te deja sin aliento.

O seni nefessiz bırakır.

Deja de llamarme Tom.

Bana Tom demekten vazgeç.

Deja ir a Tom.

Tom'un gitmesine izin ver.

Deja que se vaya.

Gitmesine izin ver.

Deja de ser cruel.

Zalim olmayı bırak.

Deja que responda Tom.

Tom'un cevap vermesine izin ver.

Deja entrar a Tom.

Sadece Tom'un içeri girmesine izin ver.

Deja que me quede.

Kalmama izin ver.

Ahora deja de llorar.

Şimdi ağlamayı bırak.

Deja de ser metiche.

Meraklı olmayı bırak.

Deja la puerta cerrada.

Kapıyı kapalı tut.

¡Basta, deja de hablar!

Yeter, söyleme!

Deja la puerta abierta.

Kapıyı açık bırak.

Deja de ser estúpido.

Aptal olmayı kes.

Deja venir a Tom.

Tom'un gelmesine izin ver.

Deja terminar a Tom.

Tom'un bitimesine izin ver.

Deja dormir a Tom.

Tom'un uyumasına izin ver.

Deja hablar a Tom.

- Tom'un konuşmasına izin ver.
- Tom konuşsun.

Deja de hacerme daño.

Beni incitmeyi bırak.

Deja la televisión encendida.

- TV'yi açık bırak.
- Televizyonu açık bırak.

Deja que decida Tom.

Tom'un karar vermesine izin ver.

¡Deja de hacer ruido!

Bütün yaygarayı kes!

Deja el motor encendido.

Motoru çalışırken bırak.

Deja de mirarme así.

Bana öyle bakmayı bırak.

Deja solo a Tom.

Tom'u yalnız bırak.

Deja de condescender conmigo.

Bana patronluk taslamayı kes.

Deja de hablar francés.

Fransızca konuşmayı kes.

- Hazte a un lado.
- Deja sitio.
- Mueve el culo.
- Deja pasar.

Kenara çekil!

- Por favor, deja de hacer zapping.
- Por favor, deja de cambiar de canal.
- Por favor, deja los canales en paz.

Lütfen zapping yapmayı bırak.

Él deja pasar el momento.

Bunu görmezden geliyor.

Y deja una huella ínfima.

arkada en ufak iz bırakmıyor.

Su corazón deja de latir.

Kalbi atmayı bırakıyor.

deja que cuente sus ideas

bırakın söylesin fikirlerini

Deja tu escritorio como está.

Masanı olduğu gibi bırak.

Deja el cigarro, por favor.

Lütfen sigara içmeyi bırak.

Deja esa caja donde está.

Kutuyu olduğu yerde bırak.

Deja que te compre otro.

Sana bir tane daha alayım.

Deja que te lo presente.

- Seni onunla tanıştırayım.
- Sizi onunla tanıştırayım.

Deja de hacer el ridículo.

Kendinizi bir aptal yapmaktan vazgeçin.

Tom nunca deja de sorprenderme.

Tom beni şaşırtmaktan asla vazgeçmez.

¡Deja de quejarte y obedece!

Şikayet etmeyi kes ve itaat et!

Deja el cuarto como está.

- Odayı olduğu gibi bırak.
- Odayı olduğu gibi bırakın.

¡Deja de tirarme el pelo!

- Saçımı çekmeyi bırak.
- Saçımı çekmekten vazgeç!

Deja de cantar, por favor.

Lütfen şarkı söylemekten vazgeç.