Examples of using "Inestable" in a sentence and their turkish translations:
Dayanıksız bir yapı olur.
Bu aşırı riskli.
Hâlâ biraz riskli.
Hava değişken.
mutluluğumuz çok istikrarsız
Bu terkedilmiş maden, içindeki tünelin çökmesine
çünkü belki bilirsiniz, duygusal açıdan değişken biriyim.
Zeitgeist felsefesiyle olan çalkantılı ilişkimi düşününce...
Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.