Translation of "Será" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Será" in a sentence and their turkish translations:

Será norte sur será este oeste

kuzey güney olacak doğu batı olacak

¿Qué será?

Hangisini seçeceğiz?

Será aterrador.

O, çok korkutucu olacak.

Será castigado.

- O, cezalandırılacaktır.
- O cezalandırılacaktır.

Será divertido.

Komik olacak.

Será fácil.

Kolay olacak.

Será caro.

Pahalı olacak.

Será bonito.

Güzel olacak.

Será romántico.

Romantik olacak.

Será genial.

Harika olacak.

Será difícil.

Zor olacak.

Será grande.

Büyük olacak.

- No será necesario.
- Eso no será necesario.

Bu gerekli olmayacak.

- Qué será, será.
- Que pase lo que pase.

Oluruna bırak.

- Será un buen médico.
- Él será un buen doctor.
- El será un buen doctor.

O iyi bir doktor olacak.

Esto será difícil.

Bu zor olacak işte.

Bien, ¿qué será?

Hangisini yapacağız?

Será delicioso, natural.

Hem doğal hem de leziz olacak.

No será fácil.

Kolay olmayacak.

Pero será peligroso.

Ama bu tehlikeli olacak.

¿Mañana será sábado?

- Yarın Cumartesi midir?
- Yarın cumartesi mi?

Todo será perfecto.

Her şey mükemmel olacak.

Ella será doctora.

Doktor olacak.

Pronto será septiembre.

Yakında eylül olacak.

¿Esto será doloroso?

Bu ağrılı olacak mı?

Será nuestro secreto.

- O bizim sırrımız olacak.
- Sırrımız olacak.

Él será castigado.

- O, cezalandırılacaktır.
- O cezalandırılacaktır.

Nadie será despedido.

Hiç kimse kovulmayacak.

Tom será feliz.

Tom mutlu olacak.

Eso será todo.

Bu büsbütün olacak.

Será esta noche.

Bu gece olacak.

Será un desafío.

- Bu bir meydan okuma olacak.
- Çetin geçecek.

No será necesario.

Bu gerekli olmayacak.

Pronto será Navidad.

Yakında Noel olacak.

Yumi será maestra.

Yumi öğretmen olacak.

¿Cuándo será liberado?

Ne zaman serbest bırakılacak?

Esto será divertido.

Bu eğlenceli olacak.

Será un naranjo.

Bir portakalın olacak.

Será lo mejor.

Bu en iyi olacak.

Mañana será libre.

O yarın boş olacak.

Será un desastre.

Bu bir felâket olacak.

Será muy caro.

Çok pahalı olacak.

¿No será demasiado?

Çok fazla olmaz mı?

- Eso no será problema.
- Eso no será un problema.

O bir sorun olmaz.

- Será mejor que lo dejes.
- Será mejor que pares.

- En iyisi onu bırak.
- Onu bıraksan iyi olur.

- Él será un buen marido.
- Será un buen marido.

O, iyi bir koca olacaktır.

No será tarea fácil,

Zor bir iş olacak,

Será rápido y eficiente.

Hızlı olur, etkili olur.

Será nuestra salida. Vamos.

Bu çıkış yolumuz. Hadi.

Mayor será el riesgo.

...risk o kadar artıyor.

Oh que será tarde

aman yahu ne olacak geç

Sí, pero será difícil.

Evet, ama zor olacak.

Entonces será demasiado tarde.

O zaman çok geç olacak.

¿Cuándo será el concierto?

Konser ne zaman düzenlenilecek?

Mañana será otro día.

Yarın başka bir gün olacak.

¿Qué será de ella?

Ona ne olacak?

Eso no será problema.

Bu bir sorun olmayacak.

¿Quién será el vocero?

Kim sözcülük yapacak?

Mi hijo será profesor.

Oğlum bir öğretmen olacak.

Será una ciudad maravillosa.

Bu harika bir kasaba olacak.

¿Qué será de mí?

Bana ne olacak?

El shopping será demolido.

Alıveriş merkezi yıkılacak.

Será mejor si entras.

İçeri girsen iyi olur.

Eso será muy aterrador.

O, çok korkutucu olacak.

El invierno será arduo.

Kış sert olacak.

Será mejor que empiece.

Başlasam iyi olur.

Su valentía será recordada.

Onun cesareti anılarımızda kalacak.

Nuestra escalada será difícil.

Tırmanışımız zor olacak.

¿Cuándo será el debate?

- Müzakere ne zaman gerçekleşecek?
- Görüşme ne zaman gerçekleşecek?

Quizá Mary será asesinada.

- Belki Mary birilerince öldürülecek.
- Belki Mary biri tarafından öldürülecek.

París siempre será París.

Paris her zaman Paris olacak.

Será un buen día.

- Bu iyi bir gün olacak.
- Bu iyi bir fikir olacak.

¿Cuándo será el desayuno?

Kahvaltı ne zaman servis ediliyor?

La entrada será gratis.

Giriş ücretsiz olacak.

Eso no será necesario.

Buna gerek olmayacak.

¿Será un examen difícil?

Zor bir sınav mı olacak?

Creo que será mejor.

Daha iyi olacağına inanıyorum.

Nuestra gloria será eterna.

Bizim zafer ebedi olacaktır.

Este paraguas será suyo.

Bu şemsiye onun olacak.

Será la calle Karlova.

Bu, Karlova caddesi olacak.

¿No será usted Tom?

- Sen Tom değil misin?
- Siz Tom değil misiniz?
- Sen Tom olmayasın?

Nuestro viaje será largo.

Yolculuğumuz uzun sürecek.

La fiesta será mañana.‎

Parti yarın olacak.

Mañana será demasiado tarde.

Yarın çok geç olacak.