Examples of using "Hogares" in a sentence and their turkish translations:
Binlerce insan evlerini kaybettiler.
Hepimiz evinde battaniye var
Birçoğu depremden sonra evlerini kaybetti.
onlara daha iyi işler, daha iyi konutlar ve eğitim imkanları verdiler.
Çin ve Nijerya'daki iki evi karşılaştıralım.
Erkekler ev yapar, kadınlar yuva yapar.
Geleceğin hastane yatağı kendi evlerimizde olacak.
bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken
Radyo ve plaklar müziği arabalarımıza, evlerimize getirdi.
Buna ek olarak, yeryüzünden kaybolmakla en çok tehdit eden ülkeler de dahil olmak üzere
İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.