Translation of "Miles" in Turkish

0.033 sec.

Examples of using "Miles" in a sentence and their turkish translations:

Y miles y miles de otros refugiados

ve her türden eziyet ve işkenceden kaçan

Miles de millones.

Milyardan bahsediyoruz, milyon değil.

- Miles se quedaron sin trabajo.
- Miles perdieron su trabajo.

Binlerce insan işlerini kaybetti.

Eran cientos de miles.

Sayıları yüz binlerce.

Miles perdieron sus hogares.

Binlerce insan evlerini kaybettiler.

Miles murieron en Japón.

Japonya'da binlercesi öldü.

Hemos contratado miles de empleados.

Binlerce işçiye iş verdik.

miles de millones, de hecho.

milyarlarca aslında.

100 miles de animales murieron

100 binlerce hayvan ise can verdi

Miles de personas estaban ahí.

Binlerce kişi oradaydı.

Él sacudió miles de manos.

O, binlerce elle tokalaştı.

Y miles de millones de dólares.

ve milyarlarca dolar kurtarabilir.

Cientos de miles de años atrás,

Yüzlerce, binlerce yıl önce,

Miles de personas perdieron la vida,

Binlerce insan hayatını kaybetti,

Recibí miles de cartas y correos.

Binlerce mektup ve e-posta aldım.

Miles de personas murieron de hambre.

Binlerce insan açlıktan öldü.

Miles de familias quedaron sin hogar.

Binlerce aile evsiz kaldı.

Ya he creado miles de frases.

Zaten binlerce ifade yarattım.

Miles de personas fueron arrestadas ahí.

Oradaki binlerce insan tutuklandı.

Por miles de años hemos estado sintiendo,

Binlerce yıldır,

Así que, ¿qué hicieron miles de lectores?

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

¿Salvar la vida de miles de millones,

Milyarlarca can kurtarmak,

miles de horas ya se han enseñado

binlerce saat ders işlendi bile yahu

Miles de víctimas murieron de esta enfermedad.

Birkaç bin kişi bu hastalığın kurbanı oldu.

Miles de personas querían saber la respuesta.

Binlerce insan yanıtı bilmek istedi.

Miles de extranjeros visitan cada año Japón.

Her yıl binlerce yabancı Japonya'yı ziyaret eder.

Miles de estrellas brillaban en el cielo.

Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.

Los mismos terroristas habían secuestrado miles de varones,

Bu olaydan önce, aynı teröristler binlerce erkek çocuğu kaçırmış

Eso es miles de millones, billones de fotones,

Milyarlarca, hatta trilyonlarca foton,

Hay miles de variedades en sus sub ramas

alt dallarında binlerce çeşit vardır

La mujer tiene miles de veces más corazón

binlerce kat fazla yüreği vardır kadının

Cubren miles de kilómetros con sus pequeños pies

binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar

Atacando y matando a miles a la vez

binlercesi aynı anda saldırıyor ve öldürüyor

Pero si miles atacan hormigas en un instante

ama binlercesi bir anda karıncayiyene saldırırsa

Podemos ver miles de estrellas en el cielo.

Gökyüzünde binlerce yıldız görebiliriz.

La fábrica produce miles de botellas al mes.

Fabrika her ay binlerce şişe üretir.

Ya se lo he dicho miles de veces.

Sana binlerce kez söyledim.

Miles de satélites orbitan alrededor de la tierra.

Binlerce uydu dünyanın etrafında yörüngede döner.

Miles de hombres estaban de camino a Washington.

Erkeklerden binlercesi Washington yolundaydı.

Más de 60 personas murieron y miles resultaron heridas.

En az 60 kişi hayatını kaybetti ve binlerce yaralı vardı.

7 500 miles de millones en el último recuento,

Her gün daha fazlasıyla,

Miles de niños no pudieron ir a la escuela

Binlerce çocuk okula gidemiyordu

Cada año, viajan miles de kilómetros para llegar aquí.

Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.

Miles de personas murieron durante la fiebre del oro.

Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.

Al hombre que podría congregar a cientos o miles.

yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.

Hay miles de millones de estrellas en el cielo.

Gökyüzünde milyarlarca yıldız var.

Miles de velas iluminaban la iglesia durante la ceremonia.

Ayin sırasında binlerce mum kiliseyi aydınlattı.

Hay miles de millones de estrellas en el universo.

Evrende milyarlarca yıldız var.

El quince de agosto, miles de personas elevan volantines.

On beş Ağustos'ta, binlerce insan uçurtmalar uçururlar.

"Un solo sueño es más poderoso que miles de realidades".

[Tek bir hayal bin gerçekten daha güçlüdür.]

Como tampoco los símbolos religiosos creados hace miles de años.

Binlerce yıl önce yaratılan dini sembollerimiz gibi

Las comunidades que habían estado ahí durante miles de años

Binlerce yıldır burada olan topluluklar

Cientos y miles de neuronas están ardiendo en el cerebro,

beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar

Una empresa, Azuri, ha instalado decenas de miles de unidades

Azuri isimli bir şirket, on bir ülkede on binlerce birimini

¿Un modelo que excluye a miles de millones de personas

Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp

Y miles de personas se reúnen para comer y celebrar.

kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.

Registraron los nacimientos de miles de bebés nacidos en 1958

1958'de doğan binlerce bebeğin,

Era miles de veces más lúcido e inteligente que yo.

Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.

De la tribuna se oían miles de voces de aliento.

Binlerce destek çığlıkları tribünlerden duyulabildi.

Miles de mujeres quedaron viudas a causa de la guerra.

Binlerce kadın, savaş tarafından dul bırakıldı.

Miles de jóvenes soldados se están preparando para la guerra.

Binlerce genç asker savaşa hazırlanıyor.

Miles de peces muertos fueron encontrados flotando en el lago.

Gölde yüzen binlerce ölü balık bulundu.

Que hoy en día reúne a decenas de miles de personas.

e-Vatandaşlık adlı bir program başlattık.

He visto en persona el Monumento a Washington miles de veces,

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

Miles de personas fueron a la playa a ver al delfín.

- Binlerce insan yunusu görmek için plaja gitti.
- Binlerce insan yunusu görmek için sahile gitti.

Generando decenas de miles de millones de dólares en valor de mercado,

30 yıllık kapitalist bir kariyerden sonra

Un pequeño demonio casi invisible que nació enojado y mata por miles.

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

Con miles de especies diferentes que rivalizan por comida y por espacio,

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Pero, ahora, sabemos que las generan miles de millones de criaturas unicelulares.

Ama artık biliyoruz ki bu, milyarlarca tek hücreli canlının eseri.

Su liderazgo ayudó a muchos miles de soldados a regresar con vida.

Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.

Muchos animales que vivieron hace miles de años atrás ahora están extintos.

Binlerce yıl önce yaşamış çoğu hayvanın şimdi nesli tükendi.

Desearía que en Tatoeba hubiera miles de frases en cada lengua minoritaria.

Keşke Tatoeba'daki her azınlık dilinde binlerce cümle olsa.

El cuerpo humano está compuesto de miles de millones de pequeñas células.

İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.

Cada año miles de visitantes de todo el mundo vienen a Kioto.

Kyoto'ya her yıl dünyanın dört bir ucundan ziyaretçi geliyor.

Una empresa que podría ayudar a reducir los miles de millones de kilos

Çevremizi, nehirlerimizi, okyanuslarımızı

Forman parte de una creciente y sigilosa industria de miles de millones de dólares.

büyüyen gizli multi milyar dolarlık bir endüstrinin parçası.

Puede que haya miles de otras historias en las que la dieta no funcionó,

Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir

Cientos de miles de personas fueron ejecutadas o vendidas en esclavitud, la ciudad saqueada

Yüzbinlerce insan kılıçtan geçirildi yada köleleştirildi,Şehir yağmalandı

Crea las mareas que han bajado y fluido durante miles de millones de años.

Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.

Sus ojos, hechos de miles de pequeñas lentes, recogen hasta la última luz disponible.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

Este video está patrocinado por Curiosity Stream, que alberga miles de documentales en línea

Bu videonun sponsoru Curiosity Stream - bilim, teknoloji, doğa ve tarih hakkında

Poco sabían que la columna de antorchas no eran soldados enemigos, sino miles de

Bu meşaleler sürüsünün düşman askeri olmadığını bilemediler. Bunlar Kartacalı kamp sivilleri...

Si bien creemos que es gratis, genera miles de millones de dólares sobre nosotros.

Biz bedava zannederken bizim üzerimizden milyarlarca dolar kazanıyor.

Su libro fue publicado hace solo un mes y ya vendió miles de copias.

- Onun kitabı sadece bir ay önce satıldı ve zaten binlerce kopya sattı.
- Kitabı sadece bir ay önce yayımlandı ve şimdiden binlerce adet sattı.

Tatoeba crece a un ritmo de cientos o incluso miles de frases al día.

Tatoeba günde yüzlerce, hatta binlerce cümle oranında büyür.

Para convertirte en un interprete profesional de banjo, debes pasar miles de horas practicando.

Profesyonel bir banjo oyuncusu olmak için pratik yapmaya binlerce saat harcamalısın.

Él impala a miles de turcos muertos alrededor de Targoviste y envía la cabeza de Hamza en un frasco

Binlerce savaş esiri Türk'ü kazığa oturttur ardından Hamza Paşa'nın kellesini

Miles de abejas hacen vibrar los músculos de sus alas y generan bastante calor para mantener la colmena caliente.

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

Ayudados por la marea alta de la luna nueva, varios miles de su especie están saliendo a la superficie.

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

No tenemos forma de descifrar el código de Da Vinci, que no ha sido descifrado en miles de años.

Binlerce yıldır çözülemeyen Da Vinci'nin şifresini burada çözecek halimiz yok

Dejar de fumar es la cosa más fácil del mundo. Lo sé porque lo he hecho miles de veces.

Sigarayı bırakmak dünyadaki en kolay şeydir. Binlerce defa bıraktığım için biliyorum.

La primera hablante nativa del esperanto nació en 1904; hoy en día existen varios miles de hablantes nativos de esperanto.

Ana dili Esperanto olan ilk kişi 1904'te doğdu. Günümüzde ise ana dili Esperanto olan birkaç bin kişi var.