Examples of using "Miles" in a sentence and their turkish translations:
ve her türden eziyet ve işkenceden kaçan
Milyardan bahsediyoruz, milyon değil.
Binlerce insan işlerini kaybetti.
Sayıları yüz binlerce.
Binlerce insan evlerini kaybettiler.
Japonya'da binlercesi öldü.
Binlerce işçiye iş verdik.
milyarlarca aslında.
100 binlerce hayvan ise can verdi
Binlerce kişi oradaydı.
O, binlerce elle tokalaştı.
ve milyarlarca dolar kurtarabilir.
Yüzlerce, binlerce yıl önce,
Binlerce insan hayatını kaybetti,
Binlerce mektup ve e-posta aldım.
Binlerce insan açlıktan öldü.
Binlerce aile evsiz kaldı.
Zaten binlerce ifade yarattım.
Oradaki binlerce insan tutuklandı.
Binlerce yıldır,
Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?
Milyarlarca can kurtarmak,
binlerce saat ders işlendi bile yahu
Birkaç bin kişi bu hastalığın kurbanı oldu.
Binlerce insan yanıtı bilmek istedi.
Her yıl binlerce yabancı Japonya'yı ziyaret eder.
Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
Bu olaydan önce, aynı teröristler binlerce erkek çocuğu kaçırmış
Milyarlarca, hatta trilyonlarca foton,
alt dallarında binlerce çeşit vardır
binlerce kat fazla yüreği vardır kadının
binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar
binlercesi aynı anda saldırıyor ve öldürüyor
ama binlercesi bir anda karıncayiyene saldırırsa
Gökyüzünde binlerce yıldız görebiliriz.
Fabrika her ay binlerce şişe üretir.
Sana binlerce kez söyledim.
Binlerce uydu dünyanın etrafında yörüngede döner.
Erkeklerden binlercesi Washington yolundaydı.
En az 60 kişi hayatını kaybetti ve binlerce yaralı vardı.
Her gün daha fazlasıyla,
Binlerce çocuk okula gidemiyordu
Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.
Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.
yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.
Gökyüzünde milyarlarca yıldız var.
Ayin sırasında binlerce mum kiliseyi aydınlattı.
Evrende milyarlarca yıldız var.
On beş Ağustos'ta, binlerce insan uçurtmalar uçururlar.
[Tek bir hayal bin gerçekten daha güçlüdür.]
Binlerce yıl önce yaratılan dini sembollerimiz gibi
Binlerce yıldır burada olan topluluklar
beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar
Azuri isimli bir şirket, on bir ülkede on binlerce birimini
Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp
kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.
1958'de doğan binlerce bebeğin,
Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.
Binlerce destek çığlıkları tribünlerden duyulabildi.
Binlerce kadın, savaş tarafından dul bırakıldı.
Binlerce genç asker savaşa hazırlanıyor.
Gölde yüzen binlerce ölü balık bulundu.
e-Vatandaşlık adlı bir program başlattık.
Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm
- Binlerce insan yunusu görmek için plaja gitti.
- Binlerce insan yunusu görmek için sahile gitti.
30 yıllık kapitalist bir kariyerden sonra
Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.
Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...
Ama artık biliyoruz ki bu, milyarlarca tek hücreli canlının eseri.
Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.
Binlerce yıl önce yaşamış çoğu hayvanın şimdi nesli tükendi.
Keşke Tatoeba'daki her azınlık dilinde binlerce cümle olsa.
İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.
Kyoto'ya her yıl dünyanın dört bir ucundan ziyaretçi geliyor.
Çevremizi, nehirlerimizi, okyanuslarımızı
büyüyen gizli multi milyar dolarlık bir endüstrinin parçası.
Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir
Yüzbinlerce insan kılıçtan geçirildi yada köleleştirildi,Şehir yağmalandı
Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.
Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.
Bu videonun sponsoru Curiosity Stream - bilim, teknoloji, doğa ve tarih hakkında
Bu meşaleler sürüsünün düşman askeri olmadığını bilemediler. Bunlar Kartacalı kamp sivilleri...
Biz bedava zannederken bizim üzerimizden milyarlarca dolar kazanıyor.
- Onun kitabı sadece bir ay önce satıldı ve zaten binlerce kopya sattı.
- Kitabı sadece bir ay önce yayımlandı ve şimdiden binlerce adet sattı.
Tatoeba günde yüzlerce, hatta binlerce cümle oranında büyür.
Profesyonel bir banjo oyuncusu olmak için pratik yapmaya binlerce saat harcamalısın.
Binlerce savaş esiri Türk'ü kazığa oturttur ardından Hamza Paşa'nın kellesini
Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.
Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.
Binlerce yıldır çözülemeyen Da Vinci'nin şifresini burada çözecek halimiz yok
Sigarayı bırakmak dünyadaki en kolay şeydir. Binlerce defa bıraktığım için biliyorum.
Ana dili Esperanto olan ilk kişi 1904'te doğdu. Günümüzde ise ana dili Esperanto olan birkaç bin kişi var.