Examples of using "Casas" in a sentence and their turkish translations:
Ne müthiş ev bunlar!
- Taş evler yapıyorum.
- Taştan evler inşa ediyorum.
Onun iki evi var.
Bütün evlerimi sattım.
Şu evler büyük.
Sizin evlerinizi istemiyorum.
On ev yanıp kül oldu.
Tayfun birçok evi yıktı.
Yangın on evi yakıp kül etti.
Tahta kuruları evleri yok ediyor.
Evler yanıyor.
Hayvanlar evleri işgal etti.
Bomba üç evi yıktı.
Yangın üç evi imha etti.
Şu evlerin hepsi benzer.
Buralarda hiç ev yok.
Şu evler 500 yıllıktır.
Japon evleri küçüktür.
Evleri ve çiftlik binalarını kundakladılar.
Çok sayıda ev yandı.
O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Bu evlerden birini ziyaret etsek
Benimle evlenir misin?
O, İspanya'daki eski evleri onarıyor.
Polis bütün evleri ziyaret etti.
- O evler amcama aittir.
- O evler emmimin.
- O evler amcamın.
O mimar çok modern evler inşa ediyor.
- Her iki evden birinde araba var.
- Her iki haneden birinin arabası var.
Sonra bu evleri insanlara çevirdik.
Büyük evler yaşamak için pahalı.
Ev almaya çalışan bir sürü insan var.
Ahşap evler kolayca yanar.
Mahallede birçok terk edilmiş ev var.
Tom'un iki evi ve bir teknesi var.
Deprem tarafından yıkılan çok sayıda ev var.
Arkadaşım Güney Amerikan şirketleriyle iş yapmak istiyor.
Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Birkaç ev büyük sel tarafından sürüklendi.
Kasabadaki tüm evler boştu.
Japon evlerinin içinde ayakkabılarını çıkar.
Ben bazen arkadaşlarımın evlerini ziyaret ederim.
Ev fiyatları artıyor.
Erkekler ev yapar, kadınlar yuva yapar.
Yüzlerce ailenin evi yanmıştı.
Şimdi bir sürü insan evlerini satmaya çalışıyorlar.
evin içinde çalışıp, daha az yorucu iş yapmalarına izin veriliyordu
neredeyse her gün evlerde, köylerde ve okullarda görülüyorlar.
çok para kazandım şimdi iki evim ve bir yatım var
su evleri arabaları ve bulunduğu her şeyi sürükleyerek götürüyor
İnsanlar onun müziğini dinlemek için evlerinden çıktılar.
Nehir, evlerin ve fabrikaların atıkları tarafından kirlendi.
Bu civarda tüm evler yangında yanıp kül olmadı.
Sokan diğer tarafında henüz hiçbir ev yok.
Geleneksel ahşap evlerin çoğu alevler içinde.
Baktığımız evler arasında en iyisi bu.
Chris evleri boyamak için kiralandı ve para toplayabildi.
Bu ülkelerde önceden gördüğümüz iki ev seçtik,
Evler ve arabalar gökyüzünden bakınca küçücük görünüyorlardı.
Kentte birkaç büyük ahşap eski ev vardı.
İki ev yan yana duruyor.
Bayraklar evlerin saçakları üzerine çekilmişti.
Tüm evler sallanıyordu ve her yerde alarmlar çalıyordu.
Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.
Bizimki hariç caddemizdeki her ev maviydi.
Bir süpermarkete yer açmak için eski evler yıkıldı.
Kaliforniya'da birçok evin ahşap çerçeveleri var.
İnsanlar birbirlerinin evlerini kontrol etmeyi severler.
Yangın kentin doğusundaki dört tane evi yakıp kül etti.
Amerika'da birçok kişinin evlerinin etrafında çitleri var.
evlerin üzerinde asılı duran gümüş bir disk görmüştük.
O, sahip olduğu sayısız evleriyle, zengin olmuş gibi görünüyor.
Dünya'nın bütün sokaklarını, her sokakta bulanan evlerin fotoğraflarını tek tek çekti.
Bu mahalledeki tüm evler çok benzer ben onları ayırt edemiyorum.
Dünya kupası sebebiyle, bizim sokaktaki bütün evler küçük turuncu bayraklarla süslenmiş.
Ben hayatım boyunca pek çok evde yaşadım ve pek çok yatakta uyudum.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
İnsanlara sokaklardaki şiddet nedeniyle evde kalmaları söylendi.
Çin'den gelen zengin göçmenler, Vancouver'daki evler için yüksek fiyatlarla ödeme yapmaktan mutlular.