Translation of "Trabajos" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Trabajos" in a sentence and their turkish translations:

Tengo dos trabajos.

İki işim var.

Para los trabajos desafiantes,

kendilerini tamamen vermelerine ihtiyacımız var

Tom tiene dos trabajos.

Tom'un iki mesleği var.

Déjelos mantener sus trabajos.

Onlar işlerine devam etsinler.

Como nuestros trabajos, nuestros hijos,

işimizi, çocuklarımızı,

De muchos trabajos o proyectos

birçok işten veya projeden

No se pudieron entrenar trabajos

Yetiştiremedi işleri

Tom hace trabajos de calidad.

Tom kaliteli iş yapar.

De personas cuyos trabajos son difíciles,

işleri zor olan ama insan hakları, insan şerefi

Las IAs asumirán los trabajos rutinarios

Yapay zekâ rutin işlerimizi bizlerden alacak

Trabajó en algunos trabajos pequeños más

Birkaç küçük işte daha çalıştı

Se realizaron continuos trabajos de restauración.

Üzerinde sürekli restore çalışması yapıldı

Debes compartir tus trabajos con otros.

İşlerini diğerleriyle paylaşmalısın.

Muchos estudiantes tienen trabajos part-time.

Birçok öğrenci part-time işler yapar.

Él está intentando mantener dos trabajos.

İki işi sürdürmeye çalışıyor.

Nuestra maestra está calificando los trabajos.

Öğretmeniniz kağıtlara not atıyor.

Intenta hacer tus trabajos tú mismo.

Ev ödevlerini kendi başına yapmayı dene.

Millones de hombres perdieron sus trabajos.

Milyonlarca insan işlerini kaybettiler.

¿Te gustaría que intercambiemos los trabajos?

İşleri değiştirmek ister misin?

Tenemos que continuar haciendo nuestros trabajos.

İşimizi yapmaya devam etmek zorundayız.

Han hecho algunos trabajos de renovación.

Onlar gelişme kaydettiler.

Y perdí cada uno de mis trabajos.

teker teker bütün işlerimi kaybettim.

En siete días, perdí todos mis trabajos,

Yedi gün içinde, işlerimin her birini kaybettim.

Seguro preguntarán cuántos trabajos de esos existen,

Bunlardan kaç tane var olduğunu sorabilirsiniz

Muchos estudiantes buscan trabajos a tiempo parcial.

Çok sayıda öğrenci yarı zamanlı işler arıyor.

Muchos trabajos son hechos por las computadoras.

Birçok iş, bilgisayarlar tarafından yapılır.

Este diseño recuerda a sus primeros trabajos.

Bu tasarım onun daha önceki çalışmasına benziyor.

Que ingresaron a esos trabajos de venta,

gerçekten ikna edici ve iddialı tiplerin

Dándoles mayor acceso a trabajos, hogares y educación.

onlara daha iyi işler, daha iyi konutlar ve eğitim imkanları verdiler.

O Incluso que se use para nuestros trabajos.

belki de işimizi kaybetmemek için.

Está aquí para liberarnos de nuestros trabajos rutinarios

Bizi rutin işlerden kurtarmak

Y empecemos con los trabajos que aborrecemos hacer.

ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım.

Y trabajaban en las casas haciendo trabajos menos extenuantes.

evin içinde çalışıp, daha az yorucu iş yapmalarına izin veriliyordu

A menudo obtenía notas muy altas en sus trabajos.

hep en yüksek notları alan biri gibi görünüyordu.

Para mí, asignar trabajos de redacción a los acusados

Bence sanıklara yazma ödevi vermek

Existe un grado de estrés en todos los trabajos.

Her işte bir ölçüde stres vardır.

Así que me declaré transgénero y perdí todos mis trabajos.

Trans kadın kimliğimle yaşamaya başladım ve bütün işlerimden oldum.

Por cada persona que contratemos crearemos otros 10 trabajos locales.

İşe aldığımız her kişiye karşılık 10 kişi için iş imkânı ortaya çıkacak.

Y mucho se ha sacrificado por ellos... fábricas, comunidades, trabajos.

Bu üçü adına birçok şey feda edildi: çalışanlar, fabrikalar, topluluklar.

Pero los trabajos rutinarios no son nuestra razón de ser.

ama rutin işler için yaşamıyoruz.

Por favor no dañe esos trabajos, incluso si los encuentra

Lütfen bulursanız bile o eserleri kesinlikle zarar vermeyin

No digas "no tengo trabajo", di "estoy entre dos trabajos".

"İşsizim" deme. "İki iş arasındayım" de.

- Cuando estuvo en Los Ángeles, ella tuvo al menos seis trabajos diferentes.
- Cuando ella estuvo en Los Angeles, tuvo al menos seis trabajos distintos.

O, Los Angeles'ta iken, en az altı farklı işi vardı.

Estudiaba en el extranjero y tenía cuatro trabajos al mismo tiempo,

Yurt dışında okuyordum ve aynı anda dört işte çalışıyordum,

La realidad es que la IA está tomando muchos trabajos rutinarios,

Gerçekten de yapay zekâ çok sayıda rutin işi elimizden alıyor

Mientras que las IAs se hacen cargo de los trabajos rutinarios,

Yapay zekâ rutin işleri yok ettikçe

Sus últimas piezas musicales solo son variaciones de sus trabajos anteriores.

Onun en son müzik parçaları sadece onun daha önceki çalışmasının varyasyonlarıdır.

Hasta las tareas y trabajos más sencillos eran cada vez más complicados.

en basit işler bile giderek daha zor gelmeye başladı.

Este es uno de los trabajos que tengo que hacer cada día.

Bu her gün yapmam gereken işlerden biri.

Es que preparamos a cientos de personas para que puedan decidir sus trabajos.

gerçek mesleki kararların nasıl alınacağı hakkında yüzlerce insana koçluk yaptık.

La mayor parte de nuestros trabajos tienen su origen en concursos de arquitectura.

İşimizin çoğu, mimari yarışmalardan geliyor.

Y las mujeres de la clase trabajadora han sido excluidas de trabajos que disfrutan,

Ve işçi sınıfı kızlar sevdikleri işlerini yapmaktan mahrum bırakıldı;

Favor de entregar los trabajos a más tardar el último día de este mes.

Lütfen bu ayın son gününe kadar evraklarını teslim et.

Optimista que el resto de los otros trabajos de investigación. Cuando revivió el mito de la civilización

Okyanus sularının altına gömülü Atlantis medeniyetinin efsanesini canlandırdığı zaman

Los jóvenes que sean pillados violando las nuevas normas de comportamiento perderán su derecho a viajar libremente y tendrán que completar trabajos comunitarios no remunerados para recuperar su derecho.

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.

El carácter obligatorio de la escolaridad es rara vez analizado en la multitud de trabajos dedicados al estudio de las varias maneras de desarrollar en los niños el deseo de aprender.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.