Translation of "Encontrarse" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Encontrarse" in a sentence and their turkish translations:

Gente buena puede encontrarse en cualquier parte.

İyi insanlar her yerde bulunabilir.

- Tomás quiere verme.
- Tomás quiere encontrarse conmigo.

- Tom benimle tanışmak ister.
- Tom benimle görüşmek ister.
- Tom benimle buluşmak ister.

Acordaron encontrarse de nuevo la mañana siguiente.

Onlar ertesi sabah tekrar buluşmayı kabul ettiler.

Ella quiere volver a encontrarse con él.

O, onunla tekrar buluşmak istiyor.

Ella prometió encontrarse con él ayer por la noche.

O dün gece onu karşılamak için söz verdi.

Esa clase de cosas no puede encontrarse en cualquier parte.

O tür şey her yerde bulunamaz.

Tom se preguntaba si podía encontrarse un alojamiento en Boston.

Tom Boston'da yaşamak için bir yer bulup bulamayacağını merak ediyordu.

Tom tuvo la oportunidad de encontrarse con Mary en Boston.

- Tom'un Boston'da Mary ile buluşma fırsatı vardı.
- Tom Mary ile Boston'da buluşmak için bir şans yakaladı.

Mientras tanto, Escipión está ansioso de encontrarse con Hannibal en batalla.

Bu sırada Scipio, Hannibal ile savaşta karşılaşmak için istekliydi.

Ahora es bastante frecuente encontrarse con jóvenes que no conocen la Biblia.

Artık İncil'i bilmeyen insanlarla tanışmak oldukça yaygın.

Él estaba de camino al aeropuerto para encontrarse con el Sr. Oeste.

O Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu.

Longus marcha con el resto de su ejército a encontrarse con el enemigo.

Longus düşmanla karşılaşmak üzere ordusunun geri kalanı ile yürümeye başladı.

Alguien que responde al nombre de Henry dijo que quería encontrarse con usted.

Henry adlı biri seninle görüşmek istediğini söyledi.

Tom tiene que encontrarse con Mary en el parque a las 2:30.

Tom Mary ile yarın saat ikide parkta buluşmak zorunda.

Ella le prometió encontrarse con él ayer por la noche, pero ella nunca apareció.

Dün gece onu istasyonda karşılayacağına söz verdi fakat o asla gelmedi.

- Tom fue allá a ver a Mary.
- Tom fue allí para encontrarse con Mary.

Tom Mary ile buluşmak için oraya gitti.

- Todos quieren conocerte. ¡Eres famoso!
- ¡Todos quieren encontrarse contigo! ¡Eres famoso!
- Todos quieren conocerte, ¡eres famoso!

Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!

- Ella quedó en encontrarse con él en la cafetería.
- Ella organizó verse con él en la cafetería.

O onunla bir kafeteryada buluşmayı kararlaştırdı.

Tom fue tras bastidores a ver si podía encontrarse con algunos de los miembros de la banda.

Tom orkestra üyelerinden bazıları ile tanışıp tanışamayacağını görmek için kulise gitti.

Las tropas de Hasdrubal animan a la tripulación a medida que cierran distancia para encontrarse con los romanos.

Hasdrubal'ın karada ki birlikleri donanma Roma gemileri ile olan mesafeyi kapattıkça neşeleniyor.

Una vez que le llego la noticia a Kitbuqa del enemigo que se aproximaba, el marchó para encontrarse con el ejército islámico.

Kitbuqa ya düşmanın yaklaştığı haberi geldiği gibi oda İslam ordusuyla buluşmaya gitti.

Tom estaba silbando en la oscuridad para ocultar lo aterrorizado que estaba, de encontrarse solo en la casa, que se rumoreaba estaba encantada.

Tom, tekinsiz olduğu söylenen evde, karanlıkta yalnız başınayken, korkusunu bastırmak için ıslık çalıyordu.

El Proyecto Tatoeba, que puede encontrarse en línea en tatoeba.org, trabaja para crear una enorme base de datos de frases ejemplares traducidas a muchos lenguajes.

Tatoeba.org da çevrimiçi bulunabilen, Tatoeba Projesi birçok dile çevrilmiş örnek cümlelerden oluşan büyük bir veritabanı oluşturma üzerinde çalışıyor.