Translation of "Gente" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Gente" in a sentence and their turkish translations:

Las armas no matan gente. La gente mata gente.

Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.

- Son gente corriente.
- Son gente normal.

Onlar sıradan insanlar.

La gente mata a la gente.

İnsanlar insanları öldürürler.

Mucha gente,

Birçok insan.

La gente

halkın

- Gusto a la gente.
- La gente me adora.
- Caigo bien a la gente.

İnsanlar beni seviyor.

- Tú conoces a la gente.
- Tú conoces gente.
- Ya conoces a la gente.

İnsanları tanıyorsun.

"La gente vive aquí", "La gente vive aquí",

"burada insanlar yaşıyor, burada insanlar yaşıyor."

- Mucha gente lo hace.
- Mucha gente hace eso.

Birçok insan bunu yapar.

- Necesitamos gente más talentosa.
- Necesitamos más gente talentosa.

Bizim daha çok yetenekli insana ihtiyacımız var.

- Mucha gente lo hace.
- Mucha gente hace eso.
- Un montón de gente lo hace.

Birçok kişi bunu yapıyor.

Gente como Ramel.

Ramel gibi insanlar.

Había tanta gente.

Çok sayıda insan vardı.

Había mucha gente.

Bir sürü insan vardı.

Son buena gente.

Onlar iyi insanlar.

La gente hablará.

İnsanlar konuşacak.

Necesitamos gente talentosa.

Yetenekli insanlara ihtiyacımız var.

La gente cambia.

İnsanlar değişir.

Conocí gente buena.

- Ben hoş insanlarla tanıştım.
- Ben güzel insanlarla tanıştım.

- ¡Nos vemos, gente!
- ¡Hasta luego, gente!
- ¡Hasta luego, muchachada!

Sonra görüşürüz çocuklar.

- Poca gente sabe hacerlo.
- Poca gente sabe cómo hacerlo.

Az sayıda kişi onu nasıl yapacağını biliyor.

Gente que era buena gente, tal vez incluso buenos empleados,

Bunlar iyi insanlardı, belki de çok iyi çalışanlardı

- Mucha gente famosa viene aquí.
- Mucha gente famosa viene acá.

Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.

- No conozco a esa gente.
- No conozco a aquella gente.

- Bu insanları tanımıyorum.
- O insanları tanımıyorum.

- Odio cuando hay mucha gente.
- No aguanto cuando hay mucha gente.
- No soporto cuando hay mucha gente.

- Bir sürü insan varsa, bundan nefret ediyorum.
- Çok fazla insan olmasından nefret ediyorum.

La gente los encontrará.

ve insanlar seni bulacaktır.

"La gente vive aquí".

''Burada insanlar yaşıyor.''

Mi gente de Mozambique,

Mozambique'deki halkım,

Mi gente de Senegal.

Senegal'deki halkım.

Masticar gente por detrás

arkasından insanları çiğnemesi

Mucha gente es sensible

Bir çok insan duyarlı tabi

Corona asfixiante mata gente

Korona boğarak öldürüyor insanları

La gente debería trabajar.

İnsanlar çalışmalı.

¿Cuánta gente trabaja aquí?

Burada kaç kişi çalışıyor?

La gente debería lavarse.

İnsanlar kendilerini yıkamalılar.

Mucha gente está disgustada.

Birçok kişi üzgün.

Conozco a esa gente.

O insanları tanıyorum.

La gente está muriendo.

İnsanlar ölüyor.

He conocido gente simpática.

Sempatik insanlarla tanıştım.

La gente está enfadada.

İnsanlar kızgın.

¿Puede la gente cambiar?

İnsanlar değişebilir mi?

La gente es ridícula.

İnsanlar eğlenceli.

Odio a la gente.

Ben insanlardan nefret ediyorum.

¿Qué hace esa gente?

Bu insanlar ne yapıyorlar?

Había mucha gente allá.

Orada bir sürü insan vardı.

Conozco a mucha gente.

Bir sürü insanla görüşüyorum.

Mucha gente estaba allí.

Bir sürü insan oradaydı.

Mucha gente compra aquí.

Burada birçok insan alışveriş yapar.

La gente está hablando.

İnsanlar konuşuyor.

La medicina salva gente.

Tıp bilimi insanların hayatlarını kurtarır.

Mucha gente no vota.

Bir sürü insan oy kullanmıyor.

Mucha gente es floja.

Birçok insan tembeldir.

¿Qué pensará la gente?

İnsanlar ne düşünecek?

La gente necesita disfrutar.

İnsanların eğlenmesi gerekiyor.

Somos gente, no dioses.

Biz tanrılar değiliz, insanlarız.

Ellos son gente interesante.

Onlar ilginç insanlar.

La gente es complicada.

İnsanlar komplike.

Son gente muy alegre.

Onlar çok neşeli insanlar.

¿Cómo está su gente?

Arkadaşların nasıl?

La gente es estúpida.

İnsanlar aptal.

¿Conoces a esa gente?

Şu insanları tanıyor musun?

La gente comete errores.

İnsanlar hata yapar.

Nueva gente, nuevas leyes.

Yeni insanlar, yeni yasalar.

¿Qué gente estará aquí?

Kimler burada olacak?

¿Está mal comer gente?

İnsanları yemek yanlış mıdır?

¿A cuánta gente invitaste?

Kaç kişi davet ettin?

Allá había mucha gente.

Bir sürü insan oradaydı.

Engañaban a la gente.

- Halkı aldatıyorlardı.
- İnsanları aldatıyorlardı.

La gente quiere paz.

İnsanlar barış istiyor.

La gente joven generalmente tiene más energía que la gente mayor.

Genç insanlar genellikle yaşlılardan daha fazla enerjiye sahiptir.

- Mucha gente buena muere cada día.
- Mucha gente buena muere a diario.

Her gün birçok iyi insan ölür.

Y sal y conoce gente".

ve dışarı çıkıp insanlarla buluş."

La economía es la gente.

Ekonomi insan demektir.

Ven, hay gente que concuerda.

Bakın, aramızda hemfikir olanlar var.

La gente resiliente se pregunta:

dayanıklı insanlar kendilerine

Y mucha gente para amar.

ve bizim seveceğimiz bir sürü insan var.

Mucha gente no ha podido.

Birçok kişiyi yendiğini bilirim.

Esto ayudará a mucha gente.

Bu birçok kişiye yardımcı olacak.

Bloqueamos a gente en Facebook,

Facebook'ta insanları arkadaşlıktan çıkarıyoruz

Otro lugar para la gente

İnsanlar için başka bir yer daha.

Otro lugar para la gente.

İnsanlar için bir yer daha.

Es mi gente de Soweto,

Soweto'daki halkım,

Permitiéndoles servir a más gente

Bu da, daha fazla kişiye hizmet ederek

Que la gente estaría satisfecha

mahkeme kararlarından

La gente en Europa dice

Avrupa'da ki insanlar şunu söylüyor

Hay mucha gente con fez

başı fesli bir sürü insanlar var

La gente disfruta muchas cosas

insanlar birçok şeyden haz duyarlar

Cuando nuestra gente está inconsciente

Halkımız bilinçsizken

Y la gente sigue ahí.

ve içinde hâlâ insanlar var.

La gente viajaba a pie.

İnsanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.

Mucha gente le estaba esperando.

Bir sürü insan onu bekliyordu.

Es utilizado por muchísima gente.

Bu çok sayıda insan tarafından kullanılmaktadır.