Translation of "Eleva" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Eleva" in a sentence and their turkish translations:

El viento eleva las hojas.

Rüzgar yaprakları kaldırır.

Una grúa eleva materiales de construcción pesados.

Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.

Mientras el alma se eleva hacia el cielo

ruh gök yüzüne yükselirken

El déficit se eleva a un millón de dólares.

Kayıp bir milyon doları buluyor.

La corriente principal se eleva a los principales medios de comunicación

ana akım medyada ana haber sunuculuğuna kadar yükseliyor

El progreso no es una fuerza mística o una dialéctica que nos eleva más alto.

İlerleme bizi yükselten gizemli bir güç veya bir tartışma platformu değil.

A medida que la tierra se eleva a medida que avanza hacia el ecuador, necesita estrellarse

ekvator tarafına gittikçe yeryüzü yükseldiği için çarpması gerekiyor