Translation of "Corriente" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Corriente" in a sentence and their turkish translations:

Una corriente. Claramente.

Kesinlikle bir hava akımı var.

¿El túnel con la corriente? ¿O el túnel sin corriente?

Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?

La corriente está cambiando.

Revaçta olanlar değişiyor.

No hay agua corriente.

Hiç musluk suyu yok.

Se la llevó la corriente.

Akıntıya kapıldılar.

¿O el túnel sin corriente?

hava akımı olmayan tünel mi?

Remaba contra una corriente suave.

O, nazik bir akıntıya karşı kürek çekiyordu.

- Una corriente eléctrica puede generar magnetismo.
- Una corriente eléctrica es capaz de inducir magnetismo.

Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.

Pero la gente corriente debe involucrarse.

Ama bütün insanlar dahil olmalı.

Tratemos de nadar contra la corriente.

Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.

- Son gente corriente.
- Son gente normal.

Onlar sıradan insanlar.

Toda la ciudad está al corriente.

- Şehirdeki herkes onu biliyor.
- Kasabadaki herkes o konuda bilgi sahibidir.

Si bien esta pared nos parece corriente,

Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir

Los barcos no pueden resistir esta corriente

gemiler bu akıntıya karşı koyamıyor

La toma de corriente está soltando chispas.

Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.

La infección ha alcanzado la corriente sanguínea.

Enfeksiyon kan dolaşımına ulaştı.

Era muy difícil nadar contra la corriente.

Akıntıya karşı yüzmek çok zordu.

Puedo sentir la corriente ascendente desde los acantilados.

Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.

Son en realidad reabsorbidos en su corriente sanguínea

gaz, kan dolaşımları tarafından yeniden emiliyor

Tom vive en una casa sin agua corriente.

Tom, akan suyu olmayan bir evde yaşıyor.

Necesito un adaptador para esa toma de corriente.

O priz için bir adaptöre ihtiyacım var.

¿Quieren ir por el túnel sin corriente? ¡Muy bien!

Hava akımı olmayan tünelden mi gitmek istiyorsunuz? Tamam!

- Estamos al corriente de eso.
- Estamos informados de eso.

Onun farkındayız.

¿Tener una conversación común y corriente con mis vecinos?

Komşularımla sıradan muhabbet mi edeceğim?

Y miren. La llama se mueve también. Una corriente. Claramente.

Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.

Si tocas el cable, te va a dar la corriente.

O kabloya dokunursan şok geçirirsin.

¿Quieren ir hacia la corriente? Bien, vamos, quédense a mi lado.

Hava akımına doğru mu gitmek istiyorsunuz? Pekâlâ, o zaman bana eşlik edin.

La corriente principal se eleva a los principales medios de comunicación

ana akım medyada ana haber sunuculuğuna kadar yükseliyor

¡Allí está el valle al que vamos! ¡Vaya, me atrapó una corriente!

İneceğimiz vadi orada! Vay canına, bir hava akımına kapıldık!

- Estamos al corriente del problema.
- Conocemos el problema.
- Somos conscientes del problema.

Sorunun farkındayız.

Si quieres obtener algo en la vida, debes nadar contra la corriente.

Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz.

La poderosa corriente de resaca llevó a Tom lejos de la costa.

Güçlü bir rip akıntısı Tom'u kıyıdan uzaklaştırdı.

- Toda la ciudad está al corriente.
- Todo el pueblo sabe de él.

Bütün kasaba bundan haberdardır.

- Si te dormís, perdés.
- Camarón que se duerme, la corriente se lo lleva.

Uyursan, kaybedersin.

- La puerta se cerró con el viento.
- La corriente de aire cerró la puerta.

Rüzgar kapıyı kapattı.

Usa siempre agua destilada en las planchas de vapor, porque el agua común y corriente con el tiempo provocará que una acumulación de minerales tape los huecos de vapor.

Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.