Examples of using "Corriente" in a sentence and their turkish translations:
Kesinlikle bir hava akımı var.
Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?
Revaçta olanlar değişiyor.
Hiç musluk suyu yok.
Akıntıya kapıldılar.
hava akımı olmayan tünel mi?
O, nazik bir akıntıya karşı kürek çekiyordu.
Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.
Ama bütün insanlar dahil olmalı.
Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.
Onlar sıradan insanlar.
- Şehirdeki herkes onu biliyor.
- Kasabadaki herkes o konuda bilgi sahibidir.
Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir
gemiler bu akıntıya karşı koyamıyor
Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.
Enfeksiyon kan dolaşımına ulaştı.
Akıntıya karşı yüzmek çok zordu.
Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.
gaz, kan dolaşımları tarafından yeniden emiliyor
Tom, akan suyu olmayan bir evde yaşıyor.
O priz için bir adaptöre ihtiyacım var.
Hava akımı olmayan tünelden mi gitmek istiyorsunuz? Tamam!
Onun farkındayız.
Komşularımla sıradan muhabbet mi edeceğim?
Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.
O kabloya dokunursan şok geçirirsin.
Hava akımına doğru mu gitmek istiyorsunuz? Pekâlâ, o zaman bana eşlik edin.
ana akım medyada ana haber sunuculuğuna kadar yükseliyor
İneceğimiz vadi orada! Vay canına, bir hava akımına kapıldık!
Sorunun farkındayız.
Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz.
Güçlü bir rip akıntısı Tom'u kıyıdan uzaklaştırdı.
Bütün kasaba bundan haberdardır.
Uyursan, kaybedersin.
Rüzgar kapıyı kapattı.
Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.