Examples of using "Medios" in a sentence and their turkish translations:
Ama yıllarca televizyon medyası
ve haber kaynaklarımıza.
medyaya asla sansür uygulamıyor
Hedefe giden her yol mubah mıdır?
- İyi niyetle söylenen yalan mübahtır.
- Hedefe giden her yol mübahtır.
O, Brezilyalı medyasına ve yedi yabancı medyaya on beş tane röportaj verdi.
Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
Medya bu hikayeleri rapor etmiyor.
belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları
medya ile uzaktan yakından alakası bile yok
Amaçlar her zaman araçları meşru kılmaz.
aynı zamanda medyanın bizi nasıl suçladığını izledik
biz çünkü ana akım medyamıza baktığımızda
ana akım medyada yönlendirme var diyerek istifa etmişti
medya da haberler türemeye başladı
Medyanın tuzağına düşmeyelim
O, işi kendi başına yaptı.
kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı.
Çünkü medya onlara savaşı kazandığını anlatıyordu
Trump'a ulaşılamıyor sözleri medyaya düşünce
İlgili ülkeler anlaşmazlığı barışçıl yollarla çözdü.
Mümkün olan tüm araçlarla savaştan kaçınmalıyız.
Medyadaki korkutucu görsellere de benzemiyor.
Televizyon medyasının onlara gösterdiği şeyi izliyorlar sadece
Bunlar kendi geçimlerini sağlamaları için bir imkân.
Umarım tüm Karun hazinesi resmi yollarla
ana akım medyada ana haber sunuculuğuna kadar yükseliyor
Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.
"Facebook bir medya şirketi değil bir teknoloji şirketi."
Popüler medya ve girişim sermayesi literatüründeki yaygınlığını düşünerek
insanların geçim sıkıntısını hat safhada anlattı
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
Ve daha da kötüsü “Medya da bunun konuşulduğunu duyudunuz mu?" sorusuna.
Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.
evliliğin paylaşılmasına ilişkin bir sözleşme anlaşması olarak inisiyatifini çağırdı
odaklanıyor , özellikle de ulaşım araçlarıyla ulaşımda. Özel otomobiller yerine
Mücadelemizin gerektirdiği ekonomik kaynaklara ulaşmak için suç işlemek durumunda kalıyorduk.
Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım.
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.