Translation of "Alto" in Turkish

¡Alto!

Dur!

- Más alto.
- Apuntad más alto.

Daha yükseği hedefle.

¡Alto! Vaya.

Dur, dur, dur! Vay canına.

Más alto.

Daha sesli.

¡Alto! ¡Ladrón!

Dur! Hırsız!

- ¡Alto!
- ¡Pará!

Dur!

Soy alto.

- Ben uzun boyluyum.
- Ben, uzunum.

¿Eres alto?

Uzun boylu musun?

¿Es alto?

- O uzun mu?
- O uzun boylu mu?

- Tu padre es alto.
- Su padre es alto.

Baban uzun boylu.

Hablaba muy alto.

Çok yüksek sesle konuştu.

No soy alto.

Ben uzun boylu değilim.

Está demasiado alto.

Ses çok yüksek.

Alto o disparo.

Dur, yoksa vuracağım.

Sos demasiado alto.

Çok uzunsun.

Tom es alto.

Tom uzun boylu.

- Tú eres el más alto.
- Eres el más alto.

Sen en uzunsun.

- Eres alto, pero él es todavía más alto.
- Eres alta, pero él es aún más alto.

Sen uzunsun fakat o çok daha uzun.

- Habla más alto, por favor.
- Hable más alto, por favor

Daha yüksek sesle konuşun lütfen.

- No puedo cantar tan alto.
- No llego tan alto cantando.
- No puedo cantar en tono tan alto.

- O kadar ince sesle şarkı söyleyemem.
- O kadar yüksek oktavda şarkı söyleyemem.
- O kadar yüksek perdeden şarkı söyleyemem.

¿Qué tan alto es?

O ne kadar yükseklikte?

Él es muy alto.

O, çok uzun boyludur.

Era un hombre alto.

O uzun boylu bir adamdı.

El desempleo está alto.

İşsizlik yüksektir.

El puente es alto.

Köprü yüksek.

Ella puede saltar alto.

O yüksek sıçrayabilir.

- ¡Alto!
- ¡Parad!
- ¡Para!
- ¡Pare!

- Dur!
- Bırak!

Yo soy más alto.

Ben daha uzunum.

Tom quería ser alto.

Tom uzun olmak istiyordu.

Tom es algo alto.

Tom biraz uzun boylu.

El hombre es alto.

Adam uzun boyludur.

Mi padre es alto.

Babam uzun boylu.

Su salario es alto.

Maaşı yüksek.

Su padre es alto.

Babası uzun boyludur.

¡Qué chico más alto!

Ne uzun boylu bir genç!

Tom no es alto.

Tom uzun boylu değil.

Tom es muy alto.

Tom çok uzun boyludur.

Eso me parece alto.

Bana yüksek gibi görünüyor.

- Salta tan alto como puedas.
- Salta lo más alto que puedas.

Yapabildiğin kadar yükseğe sıçra.

- Salta lo más alto que puedas.
- Salta lo más alto posible.

Zıplayabildiğin kadar yükseğe zıpla.

- ¿Podrías hablar un poco más alto?
- ¿Podría hablar algo más alto?

Biraz daha yüksek sesle konuşabilir misin?

- Habla un poco más fuerte.
- Hablad un poco más alto.
- Habla un poco más alto.
- Hable un poco más alto.
- Hablen un poco más alto.

Biraz daha yüksek sesle konuşun.

- ¡Qué alto eres!
- ¡Qué alto que sos!
- !Qué alto que eres!
- ¡Qué altos que son!
- ¡Qué altos que están!

Ne kadar uzunsun!

- ¿Es usted tan alto como yo?
- ¿Eres igual de alto que yo?

Benim kadar uzun musun?

- Más rápido, más alto, más fuerte.
- ¡Más rápido, más alto, más fuerte!

Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü.

Un alto ejecutivo recientemente contratado

oldukça başarılı bir holding tarafından

Es el escalón más alto

Ulaşılabilecek en üst seviye

Seguridad al más alto nivel

güvenliği en üst düzeyde

¡Tiene 3 cm de alto!

3 cm boyunda olduğunu!

El árbol creció muy alto.

Ağaç çok uzadı.

Ese televisor está demasiado alto.

O televizyonun sesi çok yüksek.

Tom era alto y apuesto.

Tom uzun boylu ve yakışıklı idi.

El alto hombre partió apresuradamente.

Uzun adam aceleyle terk etti.

Mi hermano es muy alto.

Benim erkek kardeşim çok uzun.

¿Cómo puedo saltar tan alto?

O kadar yükseğe nasıl zıplayabilirim?

Tom es alto y fuerte.

Tom uzun boylu ve güçlü.

Él es alto y delgado.

O uzun boylu ve zayıf.

Tom es un hombre alto.

Tom uzun bir adamdır.

Él es flaco y alto.

O uzun boylu ve zayıf.

Mantén tu frente en alto.

Başını dik tut.

Tú eres el más alto.

Sen en uzunsun.

No eres lo suficientemente alto.

Yeterince uzun değilsin.

No hables en alto aquí.

Burada yüksek sesle konuşmayın.

Por favor hable más alto.

Lütfen daha yüksek bir sesle konuşun.

El precio es demasiado alto.

Fiyat çok yüksek.

Es el niño más alto.

O en uzun boylu çocuktur.

Eres más alto que yo.

Sen benden daha uzun boylusun.

Lee la historia en alto.

Hikayeyi yüksek sesle oku.

Eres tan alto como yo.

Benim kadar uzunsun.

Su salario es muy alto.

Onun maaşı çok yüksek.

Mira a ese edificio alto.

- Şu yüksek binaya bakın.
- Şu yüksek binaya bak.

Soy más alto que él.

Ben ondan daha uzunum.

Él no es tan alto.

O kadar uzun boylu değil.

Soy más alto que Tom.

Ben Tom'dan daha uzunum

Hable más alto, por favor

Yüksek sesle konuş, lütfen.

Él es alto y musculoso.

O, uzun boylu ve kaslıdır.

Te has puesto tan alto.

Çok uzun boylu oldun.

¿Qué es aquel alto edificio?

O uzun bina nedir?

Él es un chico alto.

O uzun bir çocuk.

Es alto y parece fuerte.

O uzun boyludur ve güçlü görünüyor.

El canguro salta muy alto.

Kangurular çok yükseğe sıçrarlar.

¿Piensas que soy demasiado alto?

Benim çok fazla uzun boylu olduğumu düşünüyor musunuz?

Soy tan alto como Tom.

Ben Tom kadar uzunum.

Tom no es tan alto.

Tom o kadar uzun boylu değil.

Por favor, habla más alto.

Lütfen daha yüksek sesle konuş.