Translation of "Alma" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Alma" in a sentence and their turkish translations:

No venderé mi alma.

Ruhumu satmayacağım.

Él vendió su alma.

Ruhunu sattı.

Somos amigos del alma.

Biz ruh arkadaşıyız.

Tu alma me pertenece.

- Ruhunuz bana ait.
- Canınız bana ait.

El alma es inmortal.

Ruh ölümsüzdür.

Tu alma es mía.

Senin ruhun benimdir.

Estás vendiendo tu alma.

Ruhunu satıyorsun.

¿Ha perdido Europa su alma?

Avrupa, ruhunu kaybetti mi?

Tu alma necesita ser salvada.

Canınız korunmalı.

- No se veía ni un alma.
- No había ni un alma a la vista.

- Görünürde kimse yoktu.
- İn cin top oynuyordu.
- Tek bir Allah'ın kulu yoktu.
- Kimsecikler yoktu.
- Etrafta hiç kimseler yoktu.

Su alma estaba en el paraíso.

Ruhu cennetteydi.

¿Cuál es el alimento del alma?

Ruhun gıdası ne?

Sus palabras le llegaron al alma.

Sözleri onun kalbine dokundu.

Que tu alma descanse en paz.

Ruhun huzur içinde yatsın.

- No había una sola condenada alma.
- No había ni dios.
- No había ni un alma.

Lanet olası bir ruh yoktu.

Estuvo en su alma todo el tiempo.

bu her daim onun ruhundaydı.

El rostro es el espejo del alma.

Yüz, kalbin aynasıdır.

Yo creo en la inmortalidad del alma.

Ruhun ölümsüzlüğüne inanıyorum.

El hombre consiste en alma y cuerpo.

İnsan ruh ve bedenden oluşur.

¿Piensa usted que los animales tienen alma?

Sizce hayvanların ruhu var mıdır?

La música es maravillosa para el alma.

Müzik ruh için harikadır.

Ellos creen que el alma es imperecedera.

Onlar ruhun ölümsüz olduğuna inanıyorlar.

El alma es la prisión del cuerpo.

Ruh vücudun hapishanesidir.

Abre un libro y abrirá tu alma.

Bir kitap açın ve ruhunuz açılacaktır.

La música es un arrebato del alma.

Müzik, ruhun dışavurumudur.

Tom era el alma de la fiesta.

Tom neşe kaynağı kimseydi.

Tom es el alma de la fiesta.

Tom neşe saçan kişidir.

Y siempre era el alma de la fiesta.

ve hep toplantıların canlılık kaynağıydı.

Según el chamanismo, el alma del cuerpo muerto

Şamanizme göre ölü bedenden ruh

Mientras el alma se eleva hacia el cielo

ruh gök yüzüne yükselirken

El hombre le vendió su alma al demonio.

Adam ruhunu şeytana sattı.

Mua ha ha ha. ¡Tu alma será mía!

Mua, ha, ha, ha, ha! Senin ruhun benim olacak!

No le quiero vender mi alma al diablo.

Ruhumu şeytana satmak istemiyorum.

La música es el alma de la geometría.

Müzik geometri ruhudur.

La música es el alma de la lengua.

Müzik dilin ruhudur.

Ese hombre le vendió el alma al diablo.

Şu adam ruhunu şeytana sattı.

Aquí los errores son el alma del diálogo.

Burada, hatalar diyaloğun ruhudur.

Fue considerado por muchos como el asiento del alma,

Pek çok kişi tarafından ruhun merkezi olarak düşünüldü,

La segunda cosa que uno descubre es el alma.

Kalbinde ikinci fark edeceğiniz şey ruhunuzdur.

Y más científicos pusieron alma y corazón en ello.

ve daha fazla bilim insanı bu konuya kendini adadı.

Es lo que llamamos el alma de un edificio.

Bu "binanın ruhu" adını verdiğimiz şey.

Mi madre trabajaba con toda el alma para criarnos.

Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı.

El alma se ha ido, pero su obra permanece.

Ruh gitti ama onun çalışması kalır.

- Yo sólo soy un viajero que busca la pureza del alma.
- Sólo soy un viajero que busca la pureza del alma.

Ben yalnızca ruhun saflığını arayan bir gezginim.

Estoy solo, la distancia que va de cuerpo a cuerpo, es tan grande como la que hay de alma a alma.

Ben yalnızım, bedenden bedene uzanan mesafe ruhtan ruha uzanan kadar büyüktür.

La perfecta salud, descubrir el yo verdadero, resucitar el alma

mükemmel sağlık, gerçek benliğinizi keşfetmek, ruhunuzu diriltmek,

Vivimos en un alma que arde con sensación de hormigueo

gıdıklanma ile can yanması arasında bir his yaşarız

Una habitación sin libros es como un cuerpo sin alma.

Kitapsız bir oda, ruhsuz bir beden gibidir.

El sol ilumina el paisaje, el dolor ilumina el alma.

Gün ışığı ortalığı aydınlatır, acılar da ruhu.

Los vientos fríos congelaron mi piel y perforaron mi alma.

Soğuk rüzgarlar cildimi dondurdu ve ruhumu oydu.

¿Qué es un amigo? Un alma que vive en dos cuerpos.

Arkadaş nedir? İki bedende yaşayan bir ruh.

Después de la muerte mi alma no se convertirá en nada.

Ölümden sonra ruhum hiçbir şeye dönüşmüyor.

El cuerpo del hombre es mortal, pero su alma es inmortal.

Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür.

En este caso, podemos decir que solo el alma sale al viaje en el tiempo, es decir, el cuerpo permanece y el alma se va.

Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider

El alma es como el mismo cuerpo, por lo que necesita tratamiento

ruh'ta aynı beden gibidir yani tedaviye ihtiyacı vardır

No me importa cómo un hombre con alma enferma fue elegido presidente

hasta ruhlu bir adam bu nasıl başkan seçildi aklım almıyor

Soy el maestro de mi destino, soy el capitán de mi alma.

Ben kaderimin efendisiyim; Ruhumun kaptanıyım.

Si aprendes a hacer trucos con cartas siempre serás el alma de la fiesta.

Kart hilelerini nasıl yapacağını öğrenirsen her zaman partiyi canlandıran sen olacaksın.

- Ella lo amaba con todo su corazón.
- Ella lo amó con toda su alma.

O, onu bütün kalbi ile sevdi.

La lengua refleja la historia, las costumbres y el alma de las personas que la hablan.

Dil tarihi, gelenekleri ve onu konuşan insanların ruhunu yansıtır.

- Los ojos son el espejo del alma.
- Los ojos son una ventana para ver nuestro corazón.

Gözler kalbin aynasıdır.

¿Le vendiste tu alma al diablo y no recibiste nada a cambio? ¿¡Qué tienes en la cabeza!?

Ruhunu şeytana sattın ve karşılığında bir şey almadın. Neyin var senin!?

Todavía se le tenía en tal estima en Aragón que se celebró una misa, para rezar por su alma,

, Saragossa katedralinde ruhu için dua etmek için bir kitle düzenlendi

En España existe la creencia popular de que, cuando alguien estornuda, hay que decir "Jesús" para que el alma vuelva a su cuerpo.

İspanya'da popüler bir inanç vardır, hapşırdığınız zaman ruhun bedene dönmesi için "İsa" demeniz gerekir.

Llevar una vida satisfactoria se reduce a una sola cuestión: Cuando apagas las luces a la noche y apoyas tu cabeza en la almohada: ¿Qué es lo que escuchas? ¿Tu alma cantando o Satanás riendo?

Gerçekleşen bir hayata öncülük etmek gerçekten basit bir soruya geliyor: Geceleri ışıkları kapattığınızda ve kafanız yastık üzerindeyken, ne duyuyorsunuz? Ruh şarkın mı, Şeytan mı gülüyor?