Translation of "«¿y" in Turkish

0.034 sec.

Examples of using "«¿y" in a sentence and their turkish translations:

Y seguir y seguir y seguir".

"yürümene yardımcı olabilirim" dedim.

Y pensé: "¿Y él?

ve "Peki ya o?" diye düşünüyorum.

- ¿Entonces qué?
- ¿Y qué?
- ¿Y luego?
- ¿Y entonces?

- Sonra ne olacak?
- Ya sonra?

Y sal y conoce gente".

ve dışarı çıkıp insanlarla buluş."

Y en China y Corea,

Ve Çin ve Kore'de de,

Y esto y lo otro..."

bilirsin işte bu tip insanlar vardı.'' diye cevap veririz.

Y juntas directivas y educativas.

yönetim kurullarındakilere ve EDs'lere öğretiyorum.

Y muchos estadounidenses y europeos

Çoğu Amerikalı ve Avrupalı

Y olores, sabores y emociones.

duygular ile ilişkilendirilmesi gerekir.

Y después otra y otra.

sonra bir tane ve bir tane daha.

- ¿Y con vos?
- ¿Y contigo?

Peki ya seninle?

- Ven y observa.
- Venid y observad.
- Venid y mirad.

Gel ve bak.

- Espera y mira.
- Esperad y mirad.
- Espere y mire.

- Bekleyelim ve görelim.
- Bekle ve gör.

- ¿Y tú?
- ¿Qué hay de ti?
- ¿Qué tal tú?
- ¿Y usted?
- ¿Y vosotros?
- ¿Y vosotras?
- ¿Y ustedes?

- Peki ya sen?
- Ya sen?

- Yo estoy listo, ¿y usted?
- Estoy lista, ¿y tú?
- Estoy listo, ¿y tú?
- Estoy lista, ¿y usted?
- Estoy listo, ¿y vosotros?
- Estoy lista, ¿y vosotros?
- Estoy listo, ¿y vosotras?
- Estoy lista, ¿y vosotras?
- Estoy listo, ¿y ustedes?
- Estoy lista, ¿y ustedes?

- Ben hazırım, ya siz?
- Ben hazırım; ya sen?

Y, ya saben, positivos y útiles.

görünmeyi tercih ederiz.

Y había reptiles carnívoros y herbívoros,

etçil veyahut otçul sürüngenler --

Y crear comunidades reales y fuertes.

ve gerçek, güçlü topluluklar kuracak bir dünya.

Y este hombre amable y empático

Bu nazik ve anlayışlı adam

Fallamos y sufrimos decepciones y reveses.

Başarısız oluruz, hayal kırıklıkları ve aksiliklere katlanırız.

Y a 100 médicos y directores.

koçluk yapmayı bitirdi.

Y alguien sale y este ergenekon

yahu birisi de çıkıp bu ergenekon

Y la vida y la muerte.

yaşam ve ölüm gibi.

Y salía y sentía mucha curiosidad.

Ve meraklı bir şekilde dışarı çıkıyordu.

- ¡Cuídate, y diviértete!
- ¡Cuidate y divertite!

Kendine iyi bak ve iyi zaman geçir!

- Vive y aprende.
- Viví y aprendé.

- Yaşa ve öğren.
- Yaşayın ve öğrenin.

- ¡Calla y escucha!
- Cállate y escucha.

- Kapa çeneni de dinle.
- Kapa çeneni ve dinle.
- Sus ve dinle.

- Venid y mirad.
- Ven y mira.

Gel ve gör.

- Mira y aprende.
- ¡Mirá y aprendé!

İzle ve öğren.

- Come y bebe.
- Coman y beban.

İç ve ye.

- Yo estoy listo, ¿y usted?
- Estoy lista, ¿y usted?
- Estoy listo, ¿y vosotros?
- Estoy lista, ¿y vosotros?
- Estoy listo, ¿y vosotras?
- Estoy lista, ¿y vosotras?
- Estoy listo, ¿y ustedes?
- Estoy lista, ¿y ustedes?

Ben hazırım, ya siz?

Y de mis padres y sus amigos que gritan y cantan:

ve ailemin ve arkadaşlarının bağırıp çağırmalarından,

Almorzamos entre las doce y media y la una y media.

Bizim 12.30 ile 1.30 arasında öğle yemeği aramız var.

- Siéntate aquí y caliéntate.
- Siéntese aquí y caliéntese.
- Sentaos aquí y calentaos.
- Siéntense aquí y caliéntense.

Burada otur ve kendini ısıt.

- ¡Sé feliz y sonríe!
- ¡Sed felices y sonreíd!
- ¡Sea feliz y sonría!
- ¡Sean felices y sonrían!

Mutlu ol ve gülümse!

- Quédate aquí y espérale.
- Quédese aquí y espérele.
- Quédense aquí y espérenle.
- Quedaos aquí y esperadle.

Burada kal ve onu bekle.

Y furiosa.

ve öfkeliyim.

Y creo

Bence yapmamız gereken

Y empieza.

ve başlar.

Y agotada.

ve bitkin düşmüştüm.

Y ahora,

Ve o şimdi,

Y listo.

Artık hazır.

Y dijeron:

Dediler ki,

Y descubrimos

Ve bulduklarımız,

Y pensé:

Aklıma bir fikir geldi:

Y tres:

Son olarak üç:

¿Y Ramel?

Peki ya Ramel?

Y tercero,

Ve üçüncü olarak;

Y luego,

Ayrıca...

Y pena.

Yas.

Y pérdida.

Kaybetme.

Y cálido.

...ve sıcacık.

Y sí.

Bu doğru.

Y funciona.

Konu şu ki işe yarıyor.

Y escuché:

Ve şunu duydum,

Y difundir

ve yaymak

Y piénsalo

ve bir düşünün

Y desaparecieron?

ve yok mu oldular?

Y profundizado

Ve derinlik kazandırılmış

Y Masséna.

Ve Masséna.

Y liviano.

ve hafif olabilirdi.

Y segunda:

İkincisi:

Y camina.

Yürüyor.

Bajé y…

Aşağı indiğimde,

¿Y tú?

Ya sen?

Y ventilación.

Ve havalandırma.

¿Y ahora?

Ve şimdi?

Y presentación.

tasarım ve sunum bizim için daha az önemli oldu.

Sí, ¿y?

Evet, öyle mi?

Ya, ¿y?

Evet, ne olmuş yani?

¿Y Jack?

Jack'ten ne haber?

Y sorpréndanse,

ve sıkı tutunun,

¿Y después?

Ve sonra?

Y tercero, experimentando armonía, conexión y unidad.

Üçüncüsü ise uyum, bağ ve birlikten oluşan bir deneyimdi.

Y miles y miles de otros refugiados

ve her türden eziyet ve işkenceden kaçan

Y le dije: "¿Y por qué, exactamente,...

Ben de dedim ki, "Tam olarak neden -

Y altos niveles de fatiga y estrés.

yüksek düzeyde tükenmişlik ve strese neden olur.

Y compromiso, y vivir como se piensa

kendini adamışlık ve ideallerine uygun bir hayat sürmesi gibi sebepler

Y luego podemos soltarla y dejarla ir.

Sonra nazikçe onu serbest bırakabiliriz.

Y estamos viendo y esperando los escáneres.

İzlemedeyiz, taramaları bekliyoruz.

Y, sí, a veces tristeza y desilusión.

ve evet, bazen de üzüntü ve hayal kırıklığı.

Y luego descubrimos otro y otro más.

sonra bir tane daha, başka bir tane daha.

Y de compartir ideas y perspectivas distintas,

ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

Él y yo somos uña y carne.

Ben ve o çocukluk arkadaşıyız.

Son las siete y cuarenta y cinco.

Saat 7.45.

- Soy gay, ¿y?
- Soy gay, ¿y qué?

- Ben geyim, ne olmuş?
- Ben eşcinselim, ne olmuş?

Y estos individuos, innovadores y consumidores tempranos,

Ve bu kişiler, yenilikçiler ve erken kullanıcılar,

Tom y Mary son marido y mujer.

Tom ve Mary karı kocalar.

Son las cuatro y treinta y dos.

Saat dört otuz iki.

- Tom y María están casados.
- Tom y María son marido y mujer.
- Tom y María son esposos.

Tom ve Mary birbirleriyle evliler.

- Asumí que Tom y María eran marido y mujer.
- Asumí que Tom y Mary eran marido y mujer.

Tom ve Mary'nin karı koca olduklarını sanıyordum.

- Estoy bien, ¿y tú?
- Yo estoy bien, ¿y vos?
- Estoy bien, ¿y vos?

Ben iyiyim. Ya sen?