Examples of using "Corea" in a sentence and their turkish translations:
Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.
1950'de Kuzey Kore Güney Kore'yi istila etti.
- Kore'de hangi dili konuşurlar?
- Kore'de hangi dil konuşulur?
Kore'ye gitmek istiyorum.
Bu TV, Kore'de yapıldı.
Ve Çin ve Kore'de de,
- Kore'de hangi diller konuşuluyor?
- Kore'de hangi dilleri konuşurlar?
- Kore'de hangi dili konuşurlar?
- Kore'de hangi dil konuşulur?
Büyükbabam Kore'de öldü.
"Almanya'ya breakdansı geri getirmeye çalışan 30 yaşlarında çılgın bir Koreli"
Kore'de hangi dil konuşulur?
Seni Kore'ye ne getirdi?
Yerba Mate, Kore'de bir hit oldu.
Kuzey Kore'ye gitmek istiyorum.
Sınıfınızda hiç Koreli öğrenci var mı?
Tom bir Hıristiyan misyoner olarak Kore'ye gitti
Güney Kore ne yaptı? Güney Kore tüm vatandaşlarını evine çağırdı ilk önce.
Babam gelecek hafta Kore'yi ziyaret edecek.
Japonya ve Güney Kore komşudur.
- Seul, Güney Kore'nin başkentidir.
- Seul Güney Kore'nin başkentidir.
ve en sonunda Koreceyi 3 ayda öğrenmek için Kore'ye gittik.
Birileri, bir yerler -- mesela Kuzey Kore --
ve bu sefer Kuzey Kore'yi de ekleyerek yasağı değiştirdi.
Kore'deki savaşa son verme hakkında konuştu.
Altı yıl öncesinde Kore’den Arjantin’e
Baba Kore savaşının emektarıydı.
yirmi üç ile Almanya ve yaklaşık bir puan ile Güney Kore
Güney Kore'de hayat çoktan normale döndü bile. Çin'in Wuhan kentinde ne oldu biliyor musunuz?
2009'da, Kore, OECD ülkeleri arasında en yüksek intihar oranına sahip olma onursuzluğunu yaşadı.
Ya demek ki bu adamlar bir şeyi yanlış yapmış. Doğru yapan ülkelere bir bakalım. Çin'e Güney Kore'ye...