Examples of using "рождаемость" in a sentence and their turkish translations:
Doğum oranı neden bu kadar keskin şekilde düştü?
Birçok ülke doğum oranını düzenlemeye çalışıyor.
Doğum ve ölüm oranları neredeyse eşitti.
Bu ülkede doğum oranı hızla düşüyor.
Fransa'nın Avrupa'nın çoğundan daha yüksek bir doğum oranı var.
Japon kadınları ortalama 26 yaşında evleniyorlar. Doğum oranının azalmasında bir gizem yok.