Examples of using "глубине" in a sentence and their turkish translations:
Derinlerde bu şekilde iletişim kurarlar.
O, aslında iyi bir adam.
Oditoryumun tam arkasında oturduk.
derinlerde hepimiz cevabı biliyoruz.
Ama gecenin derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen bir okyanus dolusu bulgu hâlâ var.
Geceleri ormanın derinlikleri çok tehlikeli olduğu için
fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.
Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.
Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,
Ay döngüsü, geceleyin denizde yaşanan pek çok dramın ritmini belirler.
Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu
Neredeyse vücutları kadar uzun dilleriyle derinlerdeki şekerli nektarı çekerler.
Tom mesele hakkında her şeyi unutmuş gibi görünebilir fakat hâlâ gerçekten onun hakkında kendini harap ediyor.