Examples of using "деле" in a sentence and their turkish translations:
Gerçekten mi!
Gerçekten ne oldu?
Aslında, o yalan söylüyordu.
Aslında yalan söyledi.
aslında evet
- Sahi mi?
- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbi mi?
- Harbiden mi?
- Sahiden mi?
- Hakikaten mi?
- Harbici misin?
- Cidden mi?
İşe geri döndük.
- Bu işte bir şeyler var.
- Bu işin altında bir şeyler yatıyor.
- Bu işin altı yaş.
Aslında senin hatan.
Gerçekten ne düşünüyorsun?
Senin canını sıkan şey gerçekten ne?
Gerçekten bir hortlak gördüm.
Gerçekten ne gördün?
Gerçekten kaç yaşındasın?
Gerçekten bir uzman değilim.
Onların canını sıkan şey gerçekten ne?
Onun canını sıkan şey gerçekten ne?
Onu gerçekten ne rahatsız ediyor?
Gerçekte burada ne oldu?
aslında stratomalitlerdi.
Fakat aslında, yapmaları gereken de budur.
Yine aslında bu davranış
aslında dünyanın düşmanı
muazzam bir olay gerçekten
Bizim herşeyimiz aslında
Çok uluslu anonim bir şirket aslında
Aslında, ben mutluyum.
Sen gerçekten unutkansın.
İşin aslın bakarsan, o doğrudur.
Boston gerçekten nasıl bir yer.
Tom işinde iyidir.
Bu gerçekten üzücü.
Gerçekten ne oldu?
Ben gerçekten evleniyorum.
Onlar aslında kimler?
Gerçekten kimsiniz?
Buna sen karar ver.
Gerçekten ne oluyor?
Aslında haklısınız.
Bu işte birlikteyiz.
- Aslında ne olduğunu bana anlat.
- Gerçekten ne olduğunu bana söyle.
Onlara gerçekten ne oldu?
Gerçekten bir rahibe misiniz?
Onu yapmak gerçekten o kadar zor mu?
Tom o anlaşmada iyi para yaptı.
Bu işte kimsenin tarafı değilim.
Aslında ben Boston'da doğdum.
Gerçekten o kadar yaşlı değilim.
Senin gerçekten kim olduğunu biliyoruz.
Bize gerçekten ne olduğunu söyle.
Onlara gerçekten ne olduğunu söyle.
Ona gerçekten ne olduğunu söyle.
Ona gerçekten ne olduğunu söyle.
Gerçekten ne söylemek istiyorsun?
Aslında garip bir şey olur.
Aslında bazı durumlarda
Lâkin hepsi önlenebilirdi.
Olay şu ki ben uyumayı çok seviyorum.
mümkün olan şey.
yanlış olmadığı gibi bir gereklilik aslında
bu virüsü taşır aslında
aslında bu bir doğal seleksiyon
işte bu besini sayesinde aslında
Yani aslında battı
yani aslında halk olarak
Aslında burada bize tuzak kuruluyor işte
Aslında bu tamamen kötülüktür.
Yaptığın bir şeyde elinden geleni yap.
- Planı uygulamak mümkün değil.
- Planı uygulamaya koymak mümkün değildir.
O, o meseleyle uğraşıyor gibi görünüyor.
O, aslında müdür değildir.
Senin gerçekten bir kadına ihtiyacın var.
O aslında doğru değil.
Tom gerçekten sana inandı.
Tom aslında Mary'yi seviyor.
Aslında, onu seviyor.
Gerçekten o kadar aptal mısın?
Bu şey gerçekten işe yarıyor mu?
Tom gerçekten ne istiyordu?
Tom'un söylediği gerçekten doğru.
Bu cümle gerçekten tuhaf.
Gerçekten mi? Niçin?
Onun gerçekten endişelendiği neydi?
Göster, söyleme.
Burada olmanın gerçek sebebi nedir?
Bu gerçekten önemli.
Gerçekten ne görüyorsun?
oldukça paranoyak bir haldeydim.
Gerçekten hiç şansım yok!
Gerçekten korkunçtu.
Ben gerçekten iş arıyorum.
Aslında Tom'u arıyorum.
Cevap aslında oldukça basit.
Gerçekten neden buradasın?
O gerçekten iyi bir fiyat.