Examples of using "сидели" in a sentence and their turkish translations:
Onlar sessizce oturdular.
Çocuklar sessiz kaldı.
Annem ve babam ağacın altında oturuyorlardı.
Onlara sessiz olmalarını söyle.
Oturduk ve bekledik.
Onlar çim üzerinde oturuyorlardı.
Herkes masada oturuyordu.
Onlar mutfakta oturdular.
Kampçılar kamp ateşinin etrafında oturdu.
Çimin üzerinde oturduk.
Tom ve Mary sessizce oturdu.
Babam ve annem bir ağacın altında oturuyorlardı.
Üç çocuk koltuğa oturdu.
Biz topyekün sessizce oturduk.
Biz sessizce masaya oturduk.
Tom ve Mary birlikte oturuyorlardı.
Bütün çocuklar ateşin çevresinde oturdular.
Biz bir süre sessizlik içinde birlikte oturduk.
Kızlar yan yana oturuyorlardı.
Biz parkta bir banka oturduk.
Çocuklar, Tom'un önünde yerde oturuyorlardı.
Biz önde oturduk.
Herkes yerde bağdaş kurmuş oturuyordu.
Tom ve Mary yerde oturuyordu.
- Nerede oturuyordun?
- Nerede oturuyordunuz?
Çocuklar ateşin yanında bacak bacak üstüne atarak oturdu.
Oditoryumun tam arkasında oturduk.
Tom ve Mary banka oturdu.
Her zamanki masalarına oturdular.
Biz masadayken o içeri girdi.
Çocuklar sakindi.
O büyük ağacın gölgesinde oturdular.
Herkes bir şey yapmadan oturuyordu.
Çocuklar kamp ateşinin etrafında oturup şarkı söylüyorlardı.
Tom ve Mary kütüphanenin önündeki basamaklarda oturuyorlardı.
Misafir odasında oturuyorduk ve çay içiyorduk.
Tom bize sessiz olmamızı söyledi.
Öğretmen ve ben yüz yüze oturduk.
Tom ve Mary yan yana oturdular.
Tom ve Mary bir masayı paylaştı.
Tom ve Mary sadece birbirlerine bakarak orada oturdular.
Tom ve Mary her ikisi de zemin üzerine bağdaş kurmuş oturuyordu.
Masanın etrafına oturup iskambil oynadılar.
Tom ve Mary konferans salonundaki masada birbirinin yanında oturdu.
Biz kahvehanede takıldık.
Tom ve Mary köşedeki masada oturuyordu.
Biz içeri girdiğimizde Tom ve Mary oturuyordu.
Kampçılar ateşin etrafında oturdu.
Tom ve Mary her zamanki yerlerinde oturuyordu.
Bu basamaklarda otururduk ve konuşurduk.
Tom, Mary, John ve Alice ateşin etrafında oturdular.
Tom ve Mary uçakta birbirinin yanında oturuyordu.
Tom ve Mary mutfak masasında oturuyorlardı.
İki âşık çay içerek yüz yüze oturdular.
Tom ve Mary kanepede oturuyordu, televizyon izliyordu.
Tom ve arkadaşları kamp ateşinin etrafında oturdu ve şarkılar söyledi.
Tom ve Mary TV izlerken birlikte kanapede oturdu.
Tom ve Mary John ve Alice'in karşısındaki masada oturuyordu.
Tom ve arkadaşları sahilde oturdu ve erkek çocuklarının yüzmesini izledi.
Tom ve Mary verandada bir masada birbirlerinin karşısında oturuyorlardı.
Tom ve Mary kanepede mümkün olduğu kadar birbirlerinden uzak oturuyorlardı.
Çocuklar kamp ateşi etrafına oturdu ve Tom'un hayalet hikayelerini anlatışını dinledi.
Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler.
Tom ve Mary John'un arabasının arka koltuğunda birbirinin yanında oturmuştu.
Herkes koltuklarının kenarındaydı.
Benimle oturmanı istiyorum.
...yaklaşık 4 metre uzakta oturuyor olsalar bile.
Sen sadece orada oturdun ve hiçbir şey yapmadın.
Dün gece, çatıdan yıldızlara baktık.
İki kurbağa dere kenarında otururken yağmur yağmaya başlar. Kurbağalardan biri diğerine şöyle der: "Çabuk suya gir, yoksa ıslanacağız."
Yağmur yağdığı için evde kaldık.
Tom oturmaları için onlara işaret etti.
O bize sessiz kalmamızı söyledi.
Hiç spor araba sürdün mü?
Odanda kalmanı söyledim.