Examples of using "Receber" in a sentence and their turkish translations:
verilmeye çalışılan rüşvetleri
Tedavi görmek zorundayım.
Sizden haber almayı umuyorum.
Paranı alacaksın.
- Bugün maaş günü.
- Bugün ödeme günü.
İstediğimi alacak mıyım?
Sen tebrik edilmeyi hak ediyorsun.
Yakında katalog almak için sabırsızlanıyorum.
Bir bonus almalıyım.
Mesajını henüz aldım.
Biz henüz yeni bir model aldık.
Az önce elektronik postanı aldım.
Zam almayacağım.
O galiba ödülü alamayacak.
Az önce bir zam aldım.
Mektubunu az önce aldım.
Tom bir prim almalı.
Tom zam almayı ummuyordu.
Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.
Brezilya'dan henüz bir mektup aldım.
O, rüşvet almayı reddetti.
Az önce Tom'dan haber aldım.
Tüm katılımcılar bir tişört alacak.
Senden haber almaya can atıyorum.
John o ödülü alacak ilk kişiydi.
Sadece okulundan bir çağrı aldım.
Maaş çekimi aldığım için mutluydum.
Biraz tavsiye kullanabilirim.
Senden bir mesaj aldığımız için çok mutluyuz.
Az önce Tom'dan bir metin mesajı aldım.
Endişelenme, bu akşam üstü cevabı alacaksın.
Şehrimiz çok sayıda turist için yeterli altyapıya sahip değil.
Şifrenizi almak için aşağıdaki soruya cevap verin.
Lütfen bu e-postayı alır almaz cevap ver.
Onlar bugün ödeme almak istiyor.
Fakat yine böyle bir durumda kadına mal veya para verilmek zorunda
Doğadan o kadar çok şey almıştım ki artık geri verebiliyordum.
Eğer mümkünse, ben dava ile ilgili yeni bilgiler almak istiyorum.
Bu konuda farklı kişilerden farklı cevaplar alacaksınız,
Bugün Mary'den bir e-posta almayı umuyordum.
Lütfen bu postayı alır almaz bana bir cevap gönder.
Tom'dan raporu geri aldığında bana bildir.
Tom Mary'nin aşkını ve sevgisini nasıl kabul edeceğini bilmiyordu.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
Haberi duyduğuma mutlu oldum.
Tom'un meslekdaşı, araştırması için şimdi bir ödül daha aldı.
Anne ve babanın çocuklarına vermesi gereken iki şey: Kökler ve kanatlar!
Bana hiç para vermeni istemiyorum.
Bir tane alacaksın.
Biraz para kazanmak istedim, bu yüzden haftada üç gün yarı zamanlı çalıştım.
Burada durmak ve senin hakaretlerini dinlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
Aşıları almak için benimle buluşacak olan kabile üyesini arıyoruz.
Hiçbir şey almayacaksın.
Tom'un bunu alacağından emin ol.