Translation of "Merece" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Merece" in a sentence and their turkish translations:

Você merece.

Onu hak ediyorsun.

Ninguém merece isso.

Kimse bunu hak etmiyor.

Ninguém merece morrer.

Hiç kimse ölmeyi hak etmiyor.

Ela merece melhor.

O daha iyisini hak ediyor.

Você merece parabéns.

Sen tebrikleri hak ediyorsun.

Você merece isto.

Bunu kazandın.

Tom merece saber.

Tom bilmeyi hak ediyor.

Tom merece ganhar.

Tom kazanmayı hak ediyor.

Você merece isso.

Bunu hak ediyorsun.

- Tom não merece isso.
- O Tom não merece isso.

- Tom buna layık değil.
- Tom bunu hak etmiyor.

Você merece o prêmio.

Ödülü hak ediyorsun.

Você merece ter sucesso.

Başarılı olmayı hak ediyorsun.

O assunto merece discussão.

Konu tartışmaya değer.

Ele merece tratamento melhor.

Daha iyi tedavi hakkına sahiptir.

Ele merece o prêmio.

- Ödülü hak ediyor.
- O ödülü hak ediyor.

Ninguém merece morrer assim.

Hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez.

Você merece ser feliz.

Mutlu olmayı hak ediyorsun.

Tom merece ser feliz.

Tom mutlu olmayı hak ediyor.

Você merece o melhor.

En iyisini hak ediyorsun.

Tom merece ser compensado.

Tom telafi edilmeyi hak ediyor.

Você merece um prêmio.

Ödülü hak ediyorsun.

Tom merece outra oportunidade.

Tom başka bir şansı hak ediyor.

Tom merece esta oportunidade.

Tom bu olanağı hak ediyor.

Tom merece uma explicação.

Tom bir açıklamayı hak ediyor.

Tom merece uma medalha.

Tom bir madalyayı hak ediyor.

Tom merece um aumento.

Tom bir zammı hak ediyor.

O público merece saber.

Kamu bilmeyi hak ediyor.

Tom merece ser capitão.

Tom kaptan olmayı hak ediyor.

Você não merece viver.

- Yaşamayı hak etmiyorsun.
- Yaşamayı hak etmiyorsunuz.

Tom merece outra chance.

Tom bir şans daha hak ediyor.

Tom merece o melhor.

Tom en iyisini hak ediyor.

Você merece um presente.

Bir hediyeyi hak ediyorsun.

Tom merece uma promoção.

Tom bir terfiyi hak ediyor.

Tom merece uma recompensa.

Tom bir ödülü hak ediyor.

Sua invenção merece atenção.

Onun icadı kayda değer.

Ele merece ser promovido.

O, terfiyi hak ediyor.

Seu crime merece pena capital.

Onun suçu ölüm cezasını hak ediyor.

Você merece mais que isso.

Bundan daha fazlasını hak ediyorsun.

É o que você merece.

Hak ettiğin budur.

Ele merece saber a verdade.

- Gerçeği bilmeyi hak ediyor.
- O, gerçeği bilmeyi hak ediyor.

Todo esforço merece uma recompensa.

Her çaba ödülü hak ediyor.

Toda tentativa merece uma recompensa.

Her çaba ödülü hak ediyor.

Tom merece todo o crédito.

Tom tüm krediyi hak ediyor.

Todo mundo merece uma chance.

Herkes bir şans hak ediyor.

Tom não merece ser punido.

Tom cezalandırılmayı hak etmiyor.

Tom merece uma segunda chance.

Tom ikinci bir şansı hak ediyor.

Você merece receber os parabéns.

Sen tebrik edilmeyi hak ediyorsun.

Tom merece saber a verdade.

Tom gerçeği bilmeyi hak ediyor.

Este ponto merece destaque especial.

Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.

O Tom merece o prêmio.

Tom ödülü hak ediyor.

O povo americano merece melhor.

Amerikan halkı daha iyisini hak ediyor.

O Tom merece muito crédito.

Tom çok kredi hak ediyor.

O povo merece coisa melhor.

İnsanlar daha iyisini hak ediyor.

Todo estudante merece aulas personalizadas.

Her öğrenci kişiselleştirilmiş dersleri hak ediyor.

- Todo país tem o governo que merece.
- Todo país tem o governante que merece.

- Her ülke hak ettiği şekilde yönetilir.
- Her ülkenin hak ettiği yönetimi vardır.

Quem machuca crianças não merece clemência.

- Çocukları inciten insanlar merhameti hak etmez.
- Çocuklara zarar veren insanlar merhameti hak etmiyor.

Esse candidato merece o nosso apoio.

O aday desteğimizi hak ediyor.

Ele merece mais do que você.

O senden daha fazlasını hak ediyor.

Tom não merece uma segunda chance.

- Tom ikinci bir şansı hak etmiyor.
- Tom ikinci bir şansa layık değil.

Você merece mais do que eu.

- Bunu benim hak ettiğimden daha fazla hak ediyorsun.
- Buna benden daha çok layıksın.
- Buna benden daha çok layıksınız.
- Bunu benden daha çok hak ediyorsunuz.

Todo mundo merece uma segunda chance.

Herkes ikinci bir şansı hak eder.

Tom merece mais do que isso.

- Tom bundan daha iyisine layık.
- Tom bundan daha iyisini hak ediyor.

Tom não merece a mínima confiança.

Tom çok güvenilmez.

Eu acho que Tom realmente merece.

Sanırım Tom onu gerçekten hak ediyor.

O Tom definitivamente merece o prêmio.

Tom kesinlikle ödülü hak ediyor.

- Você merece uma medalha.
- Mereces uma medalha.

Bir madalyayı hak ediyorsun.

Isso é mais do que você merece.

- Bu hak ettiğinden daha fazla.
- Bu layık olduğundan fazla.
- Bu layık olduğunuzdan fazla.
- Bu hak ettiğinizden fazla.

- Você merece um aumento.
- Vocês merecem um aumento.

Biz zammı hak ediyorsun.

- Eu vou dar para você tudo o que você merece.
- Eu te darei tudo o que você merece.
- Te darei tudo o que você merece.
- Eu te darei tudo aquilo que mereces.

Hak ettiğin her şeyi sana vereceğim.

Na verdade, um filme que merece todos os prêmios

aslında her ödülü hak eden bir film

Você merece uma chance para uma vida mais feliz.

Sen daha mutlu bir yaşam için bir şansı hak ediyorsun.

Você merece ser feliz e eu te farei feliz!

Sen çok mutlu olmayı hak ediyorsun ve seni mutlu edeceğim!

Você não merece o salário que estão lhe pagando.

- Onların sana verdikleri maaşı hak etmiyorsun.
- Onların size verdikleri maaşı hak etmiyorsunuz.

Lamento não poder comprar o presente que ela merece.

Ne yazık ki onun hak ettiği hediyeyi almaya gücü yetmiyor.

Uma mulher como você não merece um homem como eu.

Senin gibi bir kadın benim gibi bir erkeği hak etmiyor.

- Todo mundo merece uma segunda chance.
- Todos merecem uma segunda chance.

- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.

Um garoto como o Tom não merece uma garota como a Maria.

Tom gibi bir çocuk Mary gibi bir kızı hak etmiyor.

- Tom não é de forma alguma confiável.
- O Tom não merece a mínima confiança.

Tom son derece güvenilmez.

- Nem todo o livro merece a pena ser lido.
- Nem todo livro vale a pena ler.

Her kitap okumaya değmez.

Ele é a última pessoa a quem eu pediria ajuda, porque não merece a mínima confiança.

O tamamen güvenilmez olduğu için yardım isteyeceğim son kişi odur.

Qualquer homem capaz de conduzir com prudência enquanto beija uma garota bonita simplesmente não está prestando tanta atenção no beijo como este merece.

Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü öpücüğe hak ettiği ilgiyi vermiyordur.