Translation of "Humanidade" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Humanidade" in a sentence and their turkish translations:

Não. A humanidade precisa

Hayır, hayır. İnsanlığın

- Perdemos a fé na humanidade.
- Nós perdemos a fé na humanidade.

Biz insanlığa olan inancımızı kaybettik.

- Estes alienígenas querem escravizar a humanidade.
- Estes alienígenas desejam escravizar a humanidade.

Bu uzaylılar insanlığı köleleştirmek istiyorlar.

Existe algo escondido da humanidade?

orada insanlıktan birşeymi saklanıyor peki

Temo pelo futuro da humanidade.

Ben insanlığın geleceği için korkuyorum.

O esperanto une a humanidade.

Esperanto insanlığı birleştirir.

Para podermos ter uma humanidade melhor,

insanlığın gelişmesi için

O fim da humanidade esta próximo?

İnsanoğlunun sonu yaklaşıyor mu?

É um crime contra a humanidade.

Bu insanlığa karşı bir suç.

água, a necessidade mais importante da humanidade

insanlığın en önemli ihtiyacı olan su

Desta vez é o fim da humanidade

bu sefer insanlığın sonunu getiriyor

Então a humanidade ainda não estava disponível

yani henüz insanlık ortada yoktu

Isso é uma vergonha para a humanidade

İşte bu insanlık ayıbıdır

A literatura nos ensina sobre a humanidade.

Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.

Você é a última esperança da humanidade.

İnsanlığın son umudusun.

Isso é um crime contra a humanidade!

Bu insanlığa karşı bir suçtur!

Esse é um crime contra a humanidade!

Bu insanlığa karşı bir suçtur!

Genocídio é um crime contra a humanidade.

Soykırım insanlığa karşı bir suçtur.

A África é o berço da humanidade.

- Afrika insanlığın beşiğidir.
- Afrika, insanlığın beşiğidir.

Foi um grande passo para minha pequena humanidade

Bu benim için küçük insanlık için büyük bir adım diyordu

O evento que a humanidade não pode aprender

insanlığın öğrenemediği olay

A guerra é um crime contra a humanidade.

Savaş insanlığa karşı bir suçtur.

Lembre da sua humanidade e esqueça o resto.

İnsanlığını hatırla ve gerisini unut.

O futuro da humanidade está em vossas mãos.

İnsanlığın geleceği sizin ellerinizde.

O câncer é um grande inimigo da humanidade.

Kanser insanlığın en büyük düşmanı.

A tortura é um crime contra a humanidade.

İşkence insanlığa karşı bir suçtur.

A escravidão é um crime contra a humanidade.

- Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.

Isso é... Há muitos projetos para a humanidade inteira.

Tüm insanlığın faydasına olacak binlerce şey var.

E queremos que a humanidade observe. E nos ajude.

İnsanlığın bunu gözlemleyip bize yardım etmesini istiyoruz.

Isso significa que a humanidade e a vida continuarão

bunda ise insanlık ve yaşam devam edecektir demektir

E você quer espalhá-lo gratuitamente para a humanidade.

ve bunu da insanlığa bedava bir şekilde yaymak istiyosunuz.

A bomba atômica é uma grande ameaça à humanidade.

Atom bombası insanlık için büyük bir tehdittir.

Não haverá uma humanidade melhor se não houver transformação cultural.

Kültürel dönüşüm olmadan insanlık gelişmez.

Revelar o final é um crime hediondo contra a humanidade.

Sonu berbat etmek, insanlığa karşı iğrenç bir suçtur.

A bomba atômica é uma séria ameaça para a humanidade.

Atom bombası insanlığı ciddi olarak tehdit ediyor.

A humanidade conseguirá usar a energia nuclear de forma pacífica.

İnsanlık nükleer enerjinin barışçıl kullanımında başarılı olacaktır.

De fato, os morcegos são de tremenda importância para a humanidade.

aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için

- Qual é a esperança da humanidade se as pessoas inteligentes são a minoria?
- Qual é a esperança da humanidade se as pessoas inteligentes estão em menor número?

Akıllı insanlar çok küçük bir azınlık ise insan için umut nedir?

As teorias existem por esse motivo. Os cientistas existem para servir a humanidade.

Teoriler zaten bu yüzden vardır. Bilim adamları insanlığa hizmet için vardır.

Ula, se parece conosco, a vida é humanidade, a água é alguma coisa.

ula bize benzese yaşam olur insanlık olur su olur bir şey olur yani

- Esse é um pequeno passo para o homem, mas um grande salto para a humanidade.
- Este é um pequeno passo para um homem, mas um salto gigantesco para a humanidade.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.

Ao longo dos séculos a humanidade tem monitorado o sol, as estrelas, e o universo.

İnsanlık yüzyıllar boyunca yıldızlar, güneş ve evreni izledi.

Por exemplo, você é um cientista e tem uma invenção que funciona perfeitamente para a humanidade

Örneğin,siz bir bilim adamısınız ve insanlığa mükemmel faydada bir buluşlarınız var

Mas, apesar desse lema, o principal objetivo do Google não é servir à humanidade, mas puramente dinheiro.

Fakat sloganı bu olmasına rağmen Google'ın asıl amacı insanlığa hizmet değil tamamen paraya hizmet.

- Sou humano, nada do que é humano me é estranho.
- Sou homem, e nada há na humanidade que me seja estranho.

Ben insanım, insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz.