Examples of using "Dum" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir insan figürü gördüm.
Tom'un güreş koçu olan bir arkadaşı var.
Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.
Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.
Denizkestanesini başka bir tanka geçiriyordum,
- Esperanto bir metin, fonetik olarak 28 harfli bir alfabe kullanılarak yazılır.
- Esperantoca bir metin fonetik olarak 28 harfli bir alfabeyle yazılır.
Tom Mary'nin parmağında bir alyans fark etti.
tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.
Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.
yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.
Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.