Translation of "Dum" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Dum" in a sentence and their turkish translations:

Vi a figura dum homem.

Ben bir insan figürü gördüm.

Tom é amigo dum treinador de luta.

Tom'un güreş koçu olan bir arkadaşı var.

No Japão, inspirou a lenda dum centípede gigante chamado Ömukade.

Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.

Grande, forte e dum laranja resplandecente, o icónico orangotango da Ásia.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

Estava a mover o ouriço-do-mar dum tanque para outro

Denizkestanesini başka bir tanka geçiriyordum,

Um texto em Esperanto se escreve foneticamente através dum alfabeto de 28 letras.

- Esperanto bir metin, fonetik olarak 28 harfli bir alfabe kullanılarak yazılır.
- Esperantoca bir metin fonetik olarak 28 harfli bir alfabeyle yazılır.

O Tom deu-se conta dum anel de casamento no dedo da Mary.

Tom Mary'nin parmağında bir alyans fark etti.

E essa é uma das razões, na minha opinião, pela qual não há registo da morte de humanos às mãos dum orangotango.

tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

Mas foi durante o dia, a fazer o seu trabalho, que o biólogo marinho Richard Fitzpatrick foi vítima dum ouriço-do-mar chateado.

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

Pelo que as pessoas a andar nos recifes podem passar por cima dum que está a esconder-se dos seus predadores durante o dia.

yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.

Mas sabemos dum homem que morreu 40 dias depois de ser mordido por um víbora por não ter recebido tratamento. Sangrou até à morte.

Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.