Examples of using "Luta" in a sentence and their turkish translations:
Mücadele devam ediyor!
Kavga sona erdi.
- Mücadele eden kaybedebilir, fakat etmeyen zaten kaybetmiştir.
- Savaşan yenilebilir, ama savaşmayan zaten yenilmiştir.
Mücadelemiz devam edecek,
Bu kadın mücadelesinin
Mücadele şimdi başlıyor.
Bu adil bir mücadele değildi.
Kavga üç saniye sürdü.
Kavga uzun sürmedi.
Ve başarabilmek için ise mücadele veriyor
Yine mücadeleden vazgeçmiyor
Oradaki mücadele birkaç gün sürdü.
Mücadele etmeden bırakmayacağız.
Kavgada Tom'un canı yanmadı.
Mücadelem fırtınadan kaçmak değil.
bu mücadele sonunda ise işçiler kazandı
Televizyonda boks maçı gördüm.
Erkekler altın için demirle savaştılar.
Tom'un güreş koçu olan bir arkadaşı var.
Fadil ve Rami arasında bir mücadele başladı.
Partinin bu mücadelesindeki yoldaşlarımız onlar.
Tıpkı bir erkek gibi atın üzerinde savaş veriyor
Get up, stand up, don't give up the fight
Bire karşı iki adil bir dövüş değil.
"Benim Mücadelem" Adolf Hitler tarafından yazılmış bir kitap.
haklısın deyince de kavga çıkmazmış
Ney dahice geri çekilme ve savaşma stratejisi uyguladı ve kaçtı
"Fight Club" filminin sürpriz bir sonu vardır.
Mutlu olmaya çalış.
Yalnız olmak kendinle iç mücadeleyi gerektirir.
Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.
Bu sefer aynı mücadeleyi çalınmasında gösteriyor
Dünyanın en büyük timsahı en hızlı köpek balığıyla çarpışacak.
Düğme mercan kaçamaz... ...ama karşı koyabilir.
Dövüşü gördüm.
bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.
Mücadelemizin gerektirdiği ekonomik kaynaklara ulaşmak için suç işlemek durumunda kalıyorduk.
Diyor . Hardrada, zırhsız bir şekilde iki eliyle
Güney Galler Vadileri tarihinde bir hak savaşı var.
O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.
O eserlerin Türkiye'ye getirilmesinde büyük mücadele veren Uşak Müze Müdürü
Avrupa en kanlılara tanıklık etmek üzereydi Napolyon Savaşları günü savaşı.
Ben kafeteryaya girdiğimde, iki tane genç adam televizyonda bir güreş maçını izliyordu.
Tom, Mary'ye kendisinin güreş takımının kaptanı olmadığını söyledi.
O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
Gerçek asker önündekinden nefret ettiği için değil ancak arkasındakini sevdiği için dövüşür.