Examples of using "Daria" in a sentence and their turkish translations:
- Bizi mazur görür müsünüz?
- Bizi bağışlar mısınız?
O sana bir şey vermezdi.
Bize bir dakika izin verir misin?
O, ona bir hediye vermezdi.
Onu geri kazanmak için her şeyi veririm.
Emily asla yüzüme tokat atmaz.
Tom sana bir kitap vereceğini söyledi.
O, onunla birlikte yürüyüşe gitmezdi.
Bende olsa da sana da versem.
Param olsa, ona verirdim.
Tom bana ayrıntıları daha sonra vereceğini söyledi.
- Zengin olsaydım bile, ona para vermezdim.
- Zengin olsam bile, ona para vermem.
Eğer onu kurtarsaydı ona kendi hayatımı verirdim.
Bana yalnız Tom'la birkaç dakika verir misin?
Ev kedisi büyüklüğündeki dişi kolugo doyurucu bir yemek olacaktır.
Ancak bir hafta yeterli içme suyumuz vardı.
Tom, bir solucan yediğim takdirde bana otuz dolar vereceğini söyledi.
O, ona vermeyeceğini söylese bile o, ondan parayı aldı.
Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.
Bana bir fincan kahve verir misin?
Yerinde olsam Tom'u dinlerim.
Kimse beni dinlemezdi.