Translation of "Licença" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Licença" in a sentence and their turkish translations:

Com licença.

- Lütfen beni affet.
- Affedersiniz.

- Com licença, você trabalha aqui?
- Com licença, vocês trabalham aqui?

Affedersiniz, burada mı çalışıyorsunuz?

- Com licença, quanto custa isso?
- Com licença, quanto isto custa?

Affedersiniz, bunun maliyeti nedir?

- Com licença, quanto é isto?
- Com licença, quanto isto custa?

- Affedersiniz, bu kaç para?
- Affedersiniz, bunun fiyatı nedir?

Com licença, posso entrar?

Affedersiniz, içeri girebilir miyim?

Eu estava de licença.

İzinliydim.

Com licença, estou passando.

Affedersiniz, ben geliyorum.

Você tem uma licença?

- Bir sürücü belgesine sahip misin?
- Sürücü belgeniz var mı?
- Şoför ehliyetiniz var mı?

Tom teve sua licença suspensa.

Tom'un ehliyetine el konuldu.

O senhor nos daria licença?

- Bizi mazur görür müsünüz?
- Bizi bağışlar mısınız?

Com licença, eu estou perdido.

Affedersiniz, ben kayboldum.

Com licença, você fala inglês?

- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?

- Perdão.
- Com licença.
- Desculpa!
- Desculpe!

- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.

Com licença. Quem é você?

Affedersiniz. Siz kimsiniz?

Mary está de licença-maternidade.

Mary annelik iznindedir.

Com licença, você tem horas?

Affedersiniz, zamanınız var mı?

Nos dê licença um momento.

Bize biraz izin verin.

Com licença, quanto custam estes?

Affedersiniz, bunların maliyeti nedir?

Com licença, quanto são estes?

Affedersiniz, bunlar ne kadar?

Com licença; tenho um pedido.

Pardon, bir ricam olacak.

- Com licença. Fala inglês?
- Com licença. Você fala inglês?
- Desculpe, você fala inglês?

- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?

- Com licença, posso abrir a janela?
- Com licença, mas eu poderia abria a janela?

Affedersiniz, ama pencereyi açabilir miyim?

Com licença, onde estão os ovos?

Affedersiniz, yumurtalar nerede?

Com licença. Onde estão os ovos?

Affedersiniz. Yumurtalar nerede?

Com licença, eu tenho uma pergunta.

Affedersiniz, bir sorum var.

Você tem uma licença de caça?

- Avcılık ruhsatınız var mı?
- Av ruhsatın var mı?

Você tem uma licença de pesca?

Balıkçılık ruhsatınız var mı?

Com licença. O supermercado está aberto?

Affedersiniz. Süpermarket açık mı?

Com licença. Esta é a farmácia?

Affedersiniz. Burası eczane mi?

Com licença. Este assento está livre?

Affedersiniz, bu koltuk boş mu?

Você nos daria licença um momento?

Bize bir dakika izin verir misin?

Me dê licença apenas um momento.

Bir saniyeliğine izninizle.

Poderia nos dar licença, por favor?

Bize izin verir misiniz, lütfen?

Com licença, sabe que horas são?

Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?

Com licença, quanto custa este suéter?

Affedersiniz, bu kazak ne kadar?

Com licença. Qual é o seu nome?

Affedersiniz. Adınız nedir?

Peça licença ao professor caso chegue atrasado.

Geciktin zaman öğretmenden özür dile.

Com licença, como se chama este lugar?

Affedersiniz, Bu yerin isme ne?

Você poderia me dar licença, por favor?

Lütfen bana izin verir misiniz?

E nenhum destes empregos pagam licença remunerada.

ve hiçbir iş ücretli izin vermiyor.

Pode nos dar licença por um momento?

Bize biraz izin verir misiniz?

Pode nos dar licença por um minuto?

Bize bir an için izin verir misin?

Saiu sem licença de nenhum de nós.

O herhangi birimizden izin almadan dışarı çıktı.

Tom não tem uma licença de pesca.

Tom'un balıkçılık lisansı yok.

Com licença; esta fila é para quê?

Affedersiniz, bu ne kuyruğu?

Tom pediu licença para ir ao banheiro.

Tom tuvalete gitmek için izin istedi.

Com licença; este trem vai à Washington Square?

Affedersiniz, bu tren Washington Square'e gider mi?

Com licença, estou aqui para ver o Tom.

Affedersiniz, Tom'u görmek için buradayım.

Ele voltou ao trabalho após a licença médica.

Tıbbi izinden sonra işine devam etti.

Boa tarde. Com licença, estou procurando a Loreta.

Tünaydın. Affedersiniz, Loretta'yı arıyorum.

Para dirigir um carro, você precisa de uma licença.

Araba sürmek için bir ehliyete ihtiyacın var.

Com licença, onde fica a seção de calçados masculinos?

Affedersiniz, fakat erkek ayakkabıları bölümü nerede?

Com licença. Onde está o meu assento, por favor?

Affedersin. Koltuğum nerede lütfen?

Com licença, o senhor não é o Dr. White?

Affedersiniz fakat siz Dr. White değil misiniz?

Com licença, senhor. O senhor esteve bebendo esta noite?

Affedersiniz bayım, bu gece içiyor musunuz?

Ela vai começar a sua licença maternidade na próxima semana.

Gelecek hafta doğum iznine başlayacak.

Com licença, alguém poderia me dizer onde é o banheiro?

Affedersiniz, biri bana tuvaletin nerede olduğunu söyleyebilir mi?

Com licença, mas acho que este é o meu lugar.

Affedersiniz. Onun benim koltuğum olduğuna inanıyorum.

Com licença; permita-me apontar três erros no artigo acima.

Affedersiniz; yukarıdaki makalede üç hata göstermeme izin verin.

Sempre diga "Por favor", "Obrigado", "Com licença," e "De nada".

- Her zaman "Lütfen", "Teşekkürler", "Affedersiniz" ve "Hoş geldiniz" deyin.
- Her zaman "Lütfen", "Teşekkürler", "Affedersiniz" ve "Hoş geldiniz" de.

- Com licença; o senhor me traz uma colher?
- Com licença; a senhora me traz uma colher?
- Por favor, quer me trazer uma colher?

Affedersiniz, bir kaşık alabilir miyim?

Quer dizer não sou elegível para o benefício de licença remunerada.

Bunun anlamı, hiçbir şekilde ücretli hastalık iznine ayrılmaya elverişli değiliz.

Eu não achava que o Tom tinha uma licença de motorista.

Tom'un bir ehliyeti olduğunu düşünmüyordum.

Com licença, poderia me dizer o caminho para o ponto de ônibus?

Affedersiniz ama bana otobüs durağına giden yolu söyler misiniz?

- Com licença, posso abrir a janela?
- Desculpe-me! Posso abrir a janela?

Affedersiniz, pencereyi açabilir miyim?

A Suécia tem generosas políticas de licença-maternidade e atendimento às crianças.

İsveç'in cömert ebeveyn izni ve çocuk bakımı politikaları vardır.

- Espero que você aproveite sua licença.
- Eu espero que você aproveite sua saída.

Umarım izninizin keyfini çıkarırsınız.

Em anos recentes, trabalhadores da indústria tem pressionado por novas leis de licença remunerada em

Son yıllarda, hizmet sektörü çalışanları ülke çapındaki şehir ve eyaletlerde

Consegui minha licença de motorista na segunda vez em que tentei passar no teste de direção.

İkinci kez sürüş testini geçmeyi denediğimde sürücü belgemi aldım.

"Preciso fazer xixi." "Jonny, não é assim que se diz. Diga 'Com licença. Preciso ir ao toalete.'"

"İşemek zorundayım." "Jonny, söylemek için bu doğru bir yol değil. Şöyle söyle, 'Affedersiniz. Tuvalete gitmem gerekiyor.'"

- Com licença, você poderia repetir o que acabou de dizer?
- Desculpe, você poderia repetir o que acabou de dizer?

Affedersiniz, az önce söylediğinizi tekrarlar mısınız?