Translation of "Blusa" in Turkish

0.339 sec.

Examples of using "Blusa" in a sentence and their turkish translations:

Eu lavo a blusa.

Bluzü yıkarım.

Você gosta desta blusa?

Bu bluzu sever misiniz?

Por favor desabotoe sua blusa.

Lütfen bluzunuzun düğmesini açın.

Prefiro uma blusa de algodão.

- Ben bir pamuk bluz tercih ederim.
- Pamuk bir bluzu tercih ederim.

Esta blusa é de algodão.

Bu bluz pamuktur.

Esta blusa é abotoada atrás.

Bu bluz arkadan düğmelenir.

Mary passou a blusa dela.

Mary bluzunu ütüledi.

Posso ver aquela blusa, por favor?

Şu bluzu görebilir miyim lütfen?

Ela fez um buraco na blusa.

O, buluzüne bir delik açtı.

Sua blusa cai bem com aquela saia.

Bluzun o etekle iyi gider.

Sua blusa foi passada pela sua irmã.

Kız kardeşine bluzünü ütületti.

Ela deu uma rápida lavada na blusa.

Bluzu çabucak yıkadı.

Como esquentou, eu tirei a minha blusa.

Hava ısındığı için, kazağımı çıkardım.

Ela estava vestida com uma blusa vermelha.

O kırmızı bir bluz giymişti.

De que cor é a blusa dele?

Onun kazağı ne renk?

Janet comprou uma saia e uma blusa.

Janet bir etek ve bir bluz satın aldı.

Maria comprou uma saia e uma blusa.

Mary bir etek ve bir bluz satın aldı.

- Estou procurando um suéter.
- Estou procurando uma blusa.

Bir kazak arıyorum.

Eu gosto mais da blusa branca que da azul.

Ben siyah buluzü maviden daha çok severim.

Onde está a blusa que eu comprei para você?

Sana aldığım bluz nerede?

Minha tia, que vive em Tóquio, mandou-me uma linda blusa.

Tokyo'da yaşayan teyzem bana güzel bir bluz gönderdi.

- Eu acho que é hora de eu lavar esta camisa.
- Acho que é hora de eu lavar esta blusa de malha.

Bu gömleği yıkamamın zamanıdır.