Examples of using "Zamieszkać" in a sentence and their turkish translations:
Gelip benimle yaşayabilirsin.
Hiç burada yaşamak ister misin?
Avustralya'da yaşamak istiyorum.
Tom şehir hayatından vazgeçmeye ve kırsalda yaşamaya karar verdi.
Sanırım İngilizce öğrenmek için en iyi yol Amerika'da yaşamaktır.
Harika! Daire kaba inşaat halinde mi alındı, yoksa oturmaya hazır mı?