Translation of "Drogą" in Turkish

0.586 sec.

Examples of using "Drogą" in a sentence and their turkish translations:

Można iść tą drogą...

Ya bu taraftan gideceğiz

Poszli każdy swoją drogą.

Onlar kendi yollarına gittiler.

Czemu idziemy tą drogą?

Neden bu yoldan gidiyoruz?

Tom kupił drogą gitarę.

Tom pahalı bir gitar satın aldı.

- Idź tą drogą.
- Idź tędy.

Bu yoldan yürü.

Tą drogą dojdziesz do śródmieścia.

Bu yol sizi kasabanın merkezine götürecektir.

Tą drogą dojedziesz na pocztę.

Bu yol seni postaneye götürecek.

Kask z głowy. Pójdę tą drogą.

Kaskı çıkaralım. Harekete geçeceğim. Bu taraftan.

Drogą, którą podróżowałaby woda do oceanu,

suyun akacağı güzergahta,

Do dworca można dojść którąkolwiek drogą.

Hangi yoldan gidersen git istasyona varırsın.

Możesz dotrzeć do parku inną drogą.

Her iki yolla da parka ulaşabilirsiniz.

Życie - śmiertelna choroba przenoszona drogą płciową.

Hayat ölümcül,cinsel,taşınan bir hastalıktır.

Idąc tą drogą dojdziemy do muzeum.

Bu yol sizi müzeye götürecektir.

Manierka byłaby znacznie lepszą drogą w dół.

Matarayı kullanmak çok daha iyi bir yol olurdu.

I, tak swoją drogą , to on zaczął".

Bu arada bunu onlar başlattı."

Wiesz dokąd dotrę jeśli pojadę tą drogą?

Bu yoldan gidersem nereye varacağımı biliyor musun?

To całkiem logiczne, że Dana poszłaby tą drogą.

Dana'nın bu tarafa gelmesi çok mantıklı olurdu.

Gdybym był nią, szedłbym tą drogą. Robi się ciemno!

Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!

Moglibyśmy pójść tą drogą. Drzewa mogą dać nam jakąś ochronę.

O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.

W tym kierunku. Idziemy tą drogą z powrotem do wody.

Bunların hepsi. Tamam, suya dönmek için bu taraftan gidiyoruz.

Myślę, że najlepszą drogą do nauczenia się angielskiego jest zamieszkać w Stanach.

Sanırım İngilizce öğrenmek için en iyi yol Amerika'da yaşamaktır.

Tą drogą idzie się powoli, co stanowi problem dla lekarstwa w tym upale.

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

Zamiast iść prosto do domu, poszedłem dłuższą drogą i zatrzymałem się na poczcie.

Doğrudan eve gelme yerine uzun bir yol yürüdüm ve postanenin yanında durdum.