Examples of using "Kiedyś" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kanguru gördün mü?
Bir astronot olmanın hayalini kurardım.
Hiç sumo güreşi izledin mi?
Bir gün doktor olacağım.
Hiç tutuklandın mı?
Sen onu severdin.
Sana saygı duyardım.
Hiç bunu gördün mü?
Hiç erkek sevdin mi?
Hiç balina gördün mü?
- Sen hiç kan bağışladın mı?
- Hiç kan bağışladınız mı?
- Hiç kan bağışladın mı?
Herkesin önünde hiç şarkı söyledin mi?
Hiç çırılçıplak yüzmeye gittin mi?
Eskiden şişmandım.
Şimdiye kadar hiç ateş böceği gördün mü?
Herkes bir gün ölecek.
Hiç Fransızca bir konuşma yaptın mı?
- Bir manken olmanın hayalini kurardım.
- Bir model olmanın hayalini görürdüm.
Minecraft oynadın mı?
Buralarda bir kulübe vardı.
- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?
Bir ara bunu denemelisin.
Tom onu yapardı.
Hiç öyle bir şey duydun mu?
Hiç burada yaşamak ister misin?
Sen hiç beyzbol oynadın mı?
Bir zamanlar bir astrofizikçi olmak istedim.
- Eskiden tenis oynardım.
- Önceden tenis oynardım.
- Ben bir gün ülkenize geleceğim.
- Bir gün ülkene geleceğim.
Hiç muzlu pasta yedin mi?
Halk müziğinden hoşlanırdım.
Bir zamanlar Boston'da yaşadım.
Tom'un kız arkadaşıyla hiç tanıştın mı?
Hiç ufo gördünüz mü?
Hiç Tom'un dans ettiğini gördün mü?
Onlar için çalışırdım.
Bir zamanlar ordudaydım.
Tom'a her şeyi söylerdim.
Sen eskisinden çok daha ağırsın.
- Hokkaido'da bulundun mu?
- Hokkaido'ya gittin mi?
Bir zamanlar Tom gibiydim.
- Şu ana kadar Muskogee'de bulundu mu?
- Hiç Muskogee'ye gittin mi?
Bugüne kadar hiç soyuldun mu?
Hiç televizyonda çıktın mı?
Hiç operaya gittin mi?
- Sen hiç kemik kırdın mı?
- Hiç kemiğin kırıldı mı?
Bir sınavda hiç kopya çektin mi?
Hiç gönüllü iş yaptın mı?
Hiç spor araba sürdün mü?
Saçını hiç boyadın mı?
Hiç balina eti yedin mi?
Bir dilenciye hiç para verdin mi?
Hiç araba kazası gördün mü?
Onlar bir zaman Nagoya'da yaşıyorlardı.
Eskiden "Asya'nın Balkanları'' olarak bilinen Güneydoğu Asya
İzlanda Danimarka'ya aitti.
O, hoş bir çocuktu.
Hiç yalan dedektör testine tabi tutuldun mu?
Bir gün Mısır'ı ziyaret etmek istiyorum.
Arada sırada bunu gene yapalım!
Rüyası bir gün gerçek olacak.
Tom Boston'da çalışırdı.
Hiç böyle iyi bir çorbanın tadına baktın mı?
Hiç uçakla seyahat ettiniz mi?
Hiç Fransızca bir kitap okudun mu?
Daha önce oraya gittin, değil mi?
Tom daha önce buradaydı.
Daha önce Boston'da bulundun mu?
Bir gün Afrika'ya gitmek istiyorum.
Bir gün yurt dışına çıkmak isterim.
Sen eskisinden çok daha şişmansın.
- Hiç Kyoto'yu gezdin mi?
- Hiç Kyoto'yu ziyaret ettin mi?
Hiç asansörde sıkıştın mı?
Bir yarış arabası sürücüsü olmanın hayalini kurardım.
Bir balerin olmanın hayalini kurardım.
Bir milyoner olmanın hayalini kurardım.
Eskiden yaptığımız gibi parkta yemek yiyelim.
Bir gün öleceksin.
Sen hiç dünyanın sonuna kadar gittin mi?
Onun annesi bir şarkıcıydı.
- Bir gün o yeri ziyaret etmek isterim.
- O yeri bir gün ziyaret etmek istiyorum.
Bütün yetişkinler bir zamanlar çocuklardı.
Hiç uçakla yolculuk ettin mi?
ve bir gün tüm dünyaya yayılabilir.
Orada büyük bir sedir ağacı vardı.
Bir gün tekrar Boston'a gitmek istiyorum.
Tom'la hiç Fransızca konuştun mu?
Biz bu nehirde çok yüzerdik.
Daha önce burada bulunduğuma dair bir hisse sahibim.
Cadıların gerçek olduğunu düşünürdüm.
Bu çok sakin bir semtti.
Sen bana eskiden tanıdığım birini hatırlatıyorsun.
Biz bütün komşuları adıyla bilirdik.
Toronto'ya Fort York denilirdi.
O,derhal ona yazmamı önerdi.
İnternetin ne kadar yavaş olduğunu hatırlıyor musun?
Çok zengin olmanın hayalini kurardım.
Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.