Examples of using "Stanie" in a sentence and their turkish translations:
Bu olacak.
Aspen, Colorado.
bilinen antiseptik ultraviyole
O, kritik durumdaydı.
Hiçbir şey olmayacak.
Korkunç bir şey olacak.
Bu yakında olacak.
O, daha sonra olacak.
Tom yaralanacak.
Ben o zaman evli değildim.
Biz ayrıldıktan sonra ne olur?
Peki, biz ne olacağını göreceğiz.
Bunu duyabiliyor musun?
Yapay zekâ insanlarla analitik bir araç olarak çalışacak,
Hindistan'ın en büyük eyaleti olan Uttar Pradesh'te.
Japon ekonomisine ne olacak?
Ne olacağını tahmin edemem.
Sadece ne olacağını görmek istiyorum.
Elimizden geleni yaptık.
Tom bunun olacağını biliyordu.
Tom muhtemelen ünlü olmayacak.
Diş etleriniz kötü durumda.
- Ben daha ileri yürüyemem.
- Ben daha fazla yürüyemem.
Bir süre bekleyelim ve ne olacağını görelim.
Belki bunu onarabilirz.
Yarın gelebilir.
Krallıklar sürekli savaş halindeydiler.
Devletler sürekli savaş halindeydiler.
- Onu düzeltemedim.
- Ben onu onaramadım.
- Bunu tamir edemeyeceğim.
- Onu tamir edemeyeceğim.
- Yapmak istediklerini halledebildin mi?
- Yapmak istediğin her şeyi yapabildin mi?
Burada olma yetisine sahibiz
ihtiyacımız olan ilhamı verecek olan da yine bu süper güçtür.
ve her şeyi bilemeyeceğiz
Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı.
Futbol oynayabileceksin.
Kelimeler güzelliği tanımlayamaz.
O kendine yarım yamalak akşam yemeği pişirebildi.
O, bir mil yüzemez.
Ben dışarı gidemedim.
Silahlı üç kurban kritik durumda.
Bu problemi çözemiyoruz.
Bunun olacağından her zaman korktum.
Tom ne olacağını görmek için bekliyordu.
Tom onu yapabilirdi.
Onu yapabileceğini düşündüm.
Tüm soruları cevaplayabildim.
O olursa sana bildireceğim.
Yardım edebildiğim için memnunum.
Kiramı ödeyemem.
O, onu yapamaz.
Korumaları asla geçemeyeceğiz.
Ne olursa olsun, hiçbir şey söyleme.
Dün kaç tane yumurta alabildin?
Tom onu yapamaz.
Onu yapmasan ne olur?
Ne olursa olsun adımı söyleme.
Tom, sonra ne olacağını bildiğini düşünüyor.
Onun olmamasını umalım.
Ne olacağını asla söyleyemezsin.
Diğer yandan Amerika'da, Concord, Massachusetts'te
Yapay zekâ yaratıcılar için harika araçlara dönüşecek,
Ama Uruguay'ın, turistlerin kafayı bulmak için ziyaret edeceği
O hâldeyken oğluma iyi bir baba olamazdım.
Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.
Fikrimi değiştirmeyeceğim, ne olursa olsun.
Size katılamadığım için pişmanım.
Bunun olmasını hiç beklemiyordum.
Tom'un bize yardım edebileceğini düşünüyor musun?
Bunun olacağını kimse bilememiş olabilir.
Ne olacağı hakkında seni uyarmak için geldim.
2.30'a kadar hiçbir şey olmayacak.
Onu yaparsan ne olacağı konusunda seni uyardım.
Size yardım edemediğimiz için üzgünüz.
Onunla konuşamadım.
İki yıl içinde bir doktor olacak.
Ayakta duracak hâlim yok.
Tom Mary'nin ağladığını söyleyebilir.
Ben o soruya cevap veremem.
O, babasına verdiği sözü yerine getiremedi.
Çok sayıda insan ne olacağını görmek için bekliyorlar.
Yapmak istediğin her şeyi yapabildin mi?
Hiçbir şey yapmazsam ne olur?
Bana herhangi bir şey olursa, buraya bakabilirsiniz.
Harcayabileceğinden daha çok parası var.
Bunun olacağını biliyordum.
Bunu yapabilip yapamayacağımdan emin değilim.
Tom onu yapması için Mary'yi ikna edebilir.
Bu düğmeye basarsam ne olacağını merak ediyorum.
Tom'u gördüm ve onu güçlükle tanıyabildim.
Bana ne olacak?
Tom ilacını almazsa ne olur?
Tom topu tek elle yakalayamadı.
Tom'un Mary'ye yardım edebileceğini gerçekten düşünüyor musun?
Tom testi geçebileceğinden emin.
Tom'un onu yapabileceğini sanmıyorum.
Ona herhangi bir zarar gelirse, ben kişisel olarak seni sorumlu tutacağım.
Tom'la aynı eyalette yaşamıyoruz.