Examples of using "Kötve" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un gözleri bağlıydı.
İş bitene kadar Avustralya’da sıkışıp kaldım.
Tom emniyet kemerini takıyor olsaydı o kadar kötü yaralanmazdı.
Tom, emniyet kemerini takmış olsaydı muhtemelen ölmezdi.
Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir.