Translation of "Szeme" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Szeme" in a sentence and their turkish translations:

- Kék szeme van.
- Kék a szeme.

- Onun mavi gözleri var.
- Mavi gözleri var.

- Piros a szeme.
- Vörös a szeme.

Onun gözleri kırmızıdır.

- Zöldszemű.
- Zöld a szeme.
- Neki zöld a szeme.

Yeşil gözleri var.

Vonzó szeme van.

Onun çekici gözleri var.

Kék a szeme.

Onun gözleri mavidir.

Kék szeme van.

Onun mavi gözleri var.

Tom szeme kék.

Tom'un gözleri mavidir.

szeme van.

O iyi görme duyusuna sahip.

Tom szeme felcsillant.

Tom'un gözleri parladı.

Koromfekete szeme volt.

Onun simsiyah gözleri vardı.

Tom szeme zöld.

Tom'un gözleri yeşildir.

Hátul is van szeme.

Onun kafasının arkasında gözleri var.

Tomnak jó szeme van.

Tom'un güzel gözleri var.

Tom szeme ma vörös.

Tom'un gözleri bugün kırmızı.

Tomnak zöld a szeme.

Tom'un yeşil gözleri var.

Tomnak kék szeme volt.

Tom'un mavi gözleri vardı.

Millienek gyönyörű szeme van.

Millie'nin güzel gözleri var.

A szeme se rebbent.

- O aldırış etmedi.
- Hiç istifini bozmadı.
- Hiç aldırış etmedi.

Tomnak kék a szeme?

Tom'un mavi gözleri var mı?

Tom szeme könnyezni kezdett.

Tom'un gözleri sulanmaya başladı.

Könnyes lett a szeme.

Gözleri yaşlarla doluydu.

Tomnak kék a szeme.

Tom'un mavi gözleri var.

Tomnak zöld a szeme?

Tom'un yeşil gözleri var mı?

Tom szeme haragosan villogott.

Tom'un gözleri öfkeyle parladı.

Nagy kék szeme van.

Onun büyük mavi gözleri var.

- Nagyobb a szeme, mint a szája.
- Nagyobb a szeme, mint a gyomra.

Onun gözleri midesinden daha büyük.

A szeme tele lett könnyel.

Onun gözleri gözyaşlarıyla doluydu.

Tomnak kék az egyik szeme.

Tom'un bir gözü morarmış.

Tom szeme be volt kötve.

Tom'un gözleri bağlıydı.

Könnyel lett tele a szeme.

Gözleri doldu.

A vendégnek éles szeme van.

Bir konuğun keskin gözleri var.

Milyen színű szeme van Tominak?

Tom'un gözleri ne renk?

Tomnak nagy kék szeme volt.

Tom'un büyük mavi gözleri vardı.

Tomnak nagy, kék szeme van.

Tom'un büyük mavi gözleri var.

Tom elveszítette a szeme világát.

Tom görme yeteneğini kaybetti.

- Kék a szeme.
- Kék szemei vannak.

Onun gözleri mavidir.

- Barna szemei vannak.
- Barna szeme van.

Kahverengi gözleri var.

Szép, sötét szeme, hosszú szempillái voltak.

Onun uzun kirpikli güzel koyu gözleri vardı.

A szeme fekete, mint a szén.

Gözleri kömür gibi karadır.

Annak a lánynak kék a szeme.

Şu kızın gözleri mavi.

Tominak nagyon szép kék szeme van.

Tom'un güzel mavi gözleri var.

- Ragyogtak a szemei.
- Csillogott a szeme.

- Onun gözleri parlıyordu.
- Onun gözleri parladı.

Mind a kettő lánynak kék szeme van.

Heriki kızın mavi gözleri var.

Tomnak szőke haja és zöld szeme van.

- Tom'un sarı saçları ve yeşil gözleri var.
- Tom sarışın ve yeşil gözlü.

Fehér bárány, a szeme körül fekete karikákkal.

Koyun gözlerinin etrafında siyah halkaları olan beyaz bir koyun.

Szereti, ha egy nőnek lila a szeme.

- O, mor gözlü kadınlardan hoşlanıyor.
- O, menekşe gözlü kadınlardan hoşlanıyor.

Megakadt a szeme a falon lévő vásznon.

Onun gözleri duvardaki tuvale takıldı.

Tomnak sötét karikák vannak a szeme alatt.

Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.

A delfin szeme nagyon érzékeny a kék fényre.

Yunusların gözleri mavi ışığa aşırı hassastır.

A repülőmakik hatalmas szeme folyton a veszélyt kutatja.

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

Egy lánc olyan erős, mint a leggyengébb szeme.

Bir zincir en zayıf halkasından daha güçlü değildir..

- Mary szeme megtelt könnyekkel.
- Könny szökött Mary szemébe.

Gözyaşları Mary'nin gözlerini doldurdu.

Tom szeme felragyogott, amikor Mary besétált a szobába.

Mary odaya doğru yürüdüğünde Tom'un kaşı gözü oynadı.

A Barbienak kék szeme és szőke haja van.

Barbie'nin sarı saçı ve mavi gözleri var.

- Tominak jó a szeme.
- Tominak éles a látása.

Tom'un keskin gözleri var.

- Olyan a szeme, mint a smaragd.
- Smaragdzöld szemei vannak.

Gözleri zümrüt gibi.

A göndörszőrű madárpók nyolc apró szeme szinte csak fényt és árnyékot lát.

Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.

A garnéla szeme, amely parányi lencsék ezreiből áll, a fény utolsó nyalábjait is összegyűjti.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

Tudjuk, hogy a macska, aminek a szeme sokkal több fényt tud elnyerni mint az emberé, tisztán lát éjszaka.

Biliyoruz ki, bir kedinin gözleri bir insanın gözlerinden çok daha fazla ışık aldığı için geceleri rahatlıkla görebilir.

- A lánc annyira erős, mint annak leggyengébb szeme.
- Egy lánc pont annyira erős, mint a leggyengébb szem benne.

- Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
- Zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır.