Examples of using "Talán" in a sentence and their turkish translations:
Belki.
Hatalı olabilirim.
Belki de almazsınız.
Bu işe yarayabilir.
Belki başlamalıyız.
Belki sonra.
O gelebilir.
Yardım edebilir miyim?
Belki de pes ettiler.
Bu zor olabilir.
Onlar öpebilirler.
Belki onlar aç.
Belki yardım edebilirim.
Belki de o doğrudur.
Belki gelecek sefer.
Bu sizin ilginizi çekebilir.
Belki gelecek sefer daha iyi bir şansa sahip olacağız.
Beni terk etme olasılığından korktum.
Belki, bir umut eşitlik sağlanabileceğini
Belki bu beni biraz taraflı yapıyor
Ya da böyle.
O, fikrini değiştirebilir.
- Belki de haklısınız.
- Belki sen haklısın.
- Belki haklısın.
Belki Tom âşık.
Belki biri onu istiyor.
Belki Tom'a sormalıyız.
Yardım edebiliriz.
Fikrini değiştirebilirsin.
Bu sadece işe yarayabilir.
O önemli olabilir.
Belki dövüşmeliyiz.
Belki beklememiz gerekiyor.
Belki şansımız yaver gider.
O hasta olmuş olabilir.
Belki işbirliği yapabiliriz.
Onu yapmaya çalışabilirim.
Belki konuşmalıyız.
Belki Tom'la konuşabilirim.
Bu şekilde muhtemelen daha iyi.
Belki de bir değişim zamanı.
Belki bu yardımcı olurdu.
- Bu, işe yarayabilir.
- Bu yardım edebilir.
Belki umut vardır.
Belki de işe yarar.
Belki de o çalışacak.
Tom kanser olabilir.
Kazanabilirsin.
Tom gidebilir.
Belki de bu gerçekten olur.
Belki o hatalıydı.
Belki başka bir zaman.
Belki o yarın gelecek.
Tom bekleyebilir.
Tom ağlayabilir.
- O belki gerçektir.
- Belki de o doğrudur.
Belki bize yardım edebilirsin.
Belki o senin sorunun.
bunları dinlemek de zor olmalı.
Daha ufak bir şey mi baksalar?
Hatta var olmayabilirsiniz."
Belki yarın yağmur yağacak.
Onu masanın üstünde bırakmış olabilirim.
- Belki de masanın üzerinde bıraktım.
- Belki de masanın üstünde bıraktım.
O genç, belki de daha genç.
Belki o bir tuzak.
Belki içkiyi fazla kaçırmışımdır.
Belki çok iyimserdik.
Belki Tom'a sormalıyız.
Belki tarihi yanlış aldın.
Belki onlar bir şey bulacaklar.
Denemek eğlenceli olabilir.
Belki Tom'a yardım edebiliriz.
Belki durmamız gerekiyor.
Bu sana yardım edebilir.
Belki o ünlü olmayacak.
Belki Tom haklı.
Belki o mümkün olur.
Bilebileceğini umuyordum.
Belki de her şey bir neden için olur.
Biz otobüsü kaçırmış olabiliriz.
Belki de biraz yardım almalıyız.
Bu Tom'un hatası olmayabilir.
- Belki Tom'un arabası bozuldu.
- Belki Tom'un arabası bozulmuştur.
- Belki bir kitap yazacağım.
- Belki bir kitap yazarım.
Belki o bir kaza değildi.
Belki o kaderdi.
Belki de Tom kazanacak.
Belki biber katmamak en iyisi.
Belki de işlerimizi değiştirmeliyiz.
Belki tamamen anlamıyorsun?
Tom en iyi olabilir.
Tom koşabilir.
Belki geri gitmeliyiz.
Belki tekrar buluşacağız.
Belki onu almalısın.
Belki de onlara yardım etmeliyiz.
Belki de burada kalman gerekir.