Examples of using "Munka" in a sentence and their turkish translations:
- Aferin!
- İyi iş çıkardın!
O iştir.
İşten sonra seni alacağım.
iş ahlâkı,
İşler azdır.
Bu basit bir iş.
Harika iş, kızlar.
Harika iş çocuklar.
O keyifli bir iş değildi.
O inanılmaz bir işti.
İş nasıl?
Önümüzde yoğun bir günümüz var.
İş nasıl?
İş yarım yapıldı.
İşten sonra ne yapıyorsun?
Az para, çok iş.
İşten zevk alıyor musun?
İşten sonra egzersize gideceğim.
İşten sonra egzersize gittim.
Yarın seni işten sonra arabayla gelip alacağım.
Kar kürümek zor iştir.
Çalışma sizi özgür kılacak.
İşler nasıl gidiyor?
İş kazası yaşadı.
Çalışmak utanç verici değildir.
Tom, çalışırken şarkı söyledi.
İyi bir iş yaptın, Jamal.
Daha çok iş ve daha az sohbet!
- Bütün uğraşlar boşa gitmişti.
- Onca emek heba olmuştu.
Bu, bir kadının yapabileceği bir iş değil.
İş burada başlıyor.
-İnşaat nasıl gidiyor? -İyi gidiyor.
Bir bebek yetiştirmek zordur.
İş yarına kadar bitirilecek mi?
İş çok zordu.
Yarın yapacak çok işim var.
O çok istekli.
Önümüzde bir sürü işimiz var.
Bu iş kolay değil.
Bir iş olmadan nasıl geçineceksin?
Bu işi seviyorum.
Biraz yapacak iş var.
İş benim için en önemlisi.
O, ilginç bir iş olmalı.
Gayretli çalışma olmadan başarı mümkün değil.
İşten sonra Tom'la bir filmi izlemeye gittim.
O işi istiyorum.
Çok çalışmadan başarılı olamazsın.
İşten sonra beni görmeye gel.
Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
Pazar günleri çalışmaya karşıyız.
Yapılacak iş var.
Bu oldukça riskli bir iş.
fen bilimleri, teknolojii mühendislik ve matematik.
çerçevesindeki görevlerde görebiliyorlar
İngiltere'de işçi bayramı mayıstadır.
Tom işi yapması için Mary'yi tuttu.
İşin çoğunu Tom yaptı.
Bir işe ihtiyacım var.
Çalışmayı sevmek mutluluk için anahtardır.
İşe başla, Tom.
Bu iş benim için çok fazla.
Bu iş uygulama ister.
Zevkten önce iş.
Tom iş yerinde genellikle kravat takar.
Sami o işi beğenmedi.
Onun iş bitmeden çıktığını gördü.
Bilimle uğraşmanın bedeli, yanıldığınızda bunu kabul etmektir
Biz işten sonra Shinjuku'da bir kafede buluşurduk.
İngilizce öğrenmek zor bir iştir.
O, işin zor olduğunu biliyor.
İşim beni meşgul ediyor.
O iş en az on gün sürecek.
İşin bitmemiş olduğunu söylemeye utanıyorum.
Bu iş Pazartesiye kadar bitirilmeli.
Pazartesi günü işten sonra yemeğe gelmek ister misin?
Hangisi daha önemli, iş mi ben mi?
O, çalışmaktan hoşlanmaz.
Eğer insanlarla ilişki kurmanın çaba isteyeceğini düşünüyorsanız
Bu yüzden çözüm sadece güvenlik sorununu halletmek olamaz.
Fakat bizim durumumuzda, bu gerçekten oldu.
Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum.
Hastalık ve iş nedeniyle yorgunum.
Tomás çalışarak çok fazla zaman harcıyor.
Bu gerçekten karmaşık bir iş.
İş nasıl gidiyor?
İşsiz geleceğimizi önlemenin anahtarının
Ne kadar uzun sürerse sürsün, bu işi bitireceğim.
Zor iş her zaman başarıya götürmez.
Zor iş kimseyi öldürmedi. Ama risk almak neden?!
Kuzey Kutbu'nda görev yapmak çok zor, bir robot için bile.
Bu, dünyanın en iyi işi!
- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.
İşin 10.000 dolardan daha fazlaya mal olacağını tahmin ediyorum.
İş bitene kadar Avustralya’da sıkışıp kaldım.
Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.