Examples of using "Meg" in a sentence and their turkish translations:
Onu satın alın!
Onu koru.
Bunu yap ya da öl!
Beni öp.
Onu tut.
Onu alacaksın.
Tamam, bir deneyelim.
Bana judo öğret.
Her şeyi yiyin.
Rahatınıza bakın.
Yakından izleyin.
Burada dur.
Yakından bak.
Her şeyi al.
- Acıkmış olacaksın.
- Acıkacaksın.
Lütfen beni affet.
- Sofrayı kur!
- Masayı hazırla!
Onu derhal yap.
- Problemi çöz!
- Problemi çözün.
Eğer seni öldürmek istesem öldürebilirim.
Hiç olmadı.
Hiç evlenmedi.
Onu neden öldürdün?
Onu yapmalısın.
Onlar bunu yapacak.
Öğle yemeği yiyelim.
Bunu tamir ettireceğim.
Elbette yapardım.
Kayman da ararlar.
Oraya bir bakalım.
sonra bir tane ve bir tane daha.
Deneyin.
Lütfen yatağı yapın.
Onu gerçekleştir.
Öl!
Bunu ye.
Bana sarıl.
Onu sakla.
Kahvaltı edelim.
Uzlaşalım.
Gevşet.
Bunu kontrol et.
- Siktir!
- Canın cehenneme!
- Kahretsin!
- Cehenneme kadar yolun var!
Beni öp.
Bekleyin.
Onun için git.
Ona soralım.
Tadına bak.
Geriye döndürün.
Onu yaz.
- Onu dene.
- Ona bir şans ver.
Beni kurtar.
Beni dinle.
Öğle yemeği yiyelim.
Olduğun yerde kal!
Vur bana.
- Yap!
- Onu yap!
- Yap şunu!
Beni becer.
Söyle bana!
Öldür beni.
Öldür onu.
Konuş!
Konuş.
Tekrar söyle.
Sakin ol.
Seni öldürebilirim.
Onu kimin öldürdüğünü bulalım.
Onu öldürmek istedim.
Sorunu nasıl halledeceğimi bana söyle.
Onu nasıl tanıdın?
kaymadım, yani ölmedim
Beni affetmelisin.
- Onu kim öldürdü?
- Onu kim öldürmüş?
Beni tekrar görmeye gel.
O, bir kılıçla öldürüldü.
- Kaç tane kişi öldürüldü?
- Kaç kişi öldürüldü?
Haydi balığı pişirip yiyelim.
Onu nasıl tanıdın?
"Öleceksin." "Hepimiz öleceğiz."
O beni kişisel olarak davet etti.
Ölmelisin.
- Bizi unutma.
- Bizi unutmayın.
Sözünüzü kestiğim için bağışlayın.
Benim çantam yok.
Bunu niye satın aldın?
- Beni nasıl buldun?
- Beni nasıl buldunuz?
Üstü kalsın!