Examples of using "Winzigen" in a sentence and their turkish translations:
bu küçücük yaratıklar.
Küçük bir dağ kasabasından geldi.
Tom küçük bir stüdyo dairede yaşıyor.
Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...
Kıvılcımdan yangın meydana gelebilir.
binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar
Tom sebze bahçesine minik domates fidelerini dikkatlice dikti.
Mary minik sulama kutusuyla annesinin bahçeyi sulamasına yardım etti.
Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur.
Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.
Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu
iki adam rekor kıran ve meşakkatli bir şekilde 14 gün boyunca küçük bir uzay aracında Dünya'nın etrafında döndüler.