Translation of "Fledermäuse" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Fledermäuse" in a sentence and their turkish translations:

Diese Fledermäuse

bu yarasalar

Fressen Katzen Fledermäuse oder fressen Fledermäuse Katzen?

Kediler mi yarasaları yerler yoksa yarasalar mı kedileri yerler?

Sie hasste Fledermäuse.

O, yarasalardan nefret ediyordu.

Fledermäuse jagen nachts.

Yarasalar gece avlanır.

Fledermäuse Tollwut, Stöße, Mers,

yarasalar kuduz, sars, mers,

- Viele Leute glauben, dass Fledermäuse Vögel wären.
- Viele glauben, Fledermäuse wären Vögel.

Birçok insan yarasaların kuş olduğuna inanıyor.

Fledermäuse sind sehr alte Wesen

yarasalar çok eski canlılardır

Fledermäuse haben viele verschiedene Eigenschaften

yarasaların çok değişik huyları vardır

Kleine Fledermäuse vom ersten Typ

birinci tür küçük gövdeli yarasalar

Diese Höhle ist voller Fledermäuse.

Bu mağara yarasalarla dolu.

Fledermäuse sind 54 Millionen Jahre alt

yarasalar 54 milyon yaşında

Sie sehen diese Fledermäuse als Wirte

bu yarasaları konakçı olarak görüyorlar

Warum tauchen Fledermäuse so oft auf?

neden yarasalar bu kadar çok gündeme geliyor?

Wenn Fledermäuse diese Insekten nicht fressen

eğer ki yarasalar o böcekleri yemezlerse

Fledermäuse haben auch einen hohen Widerstand

yarasaların da direnci yüksek

Hier kennen wir die Fledermäuse genau

işte yarasaları yakından tanıdık

Fledermäuse sind keine Vögel, sondern Säugetiere.

Yarasalar kuş değil memelidirler.

In dieser Höhle leben viele Fledermäuse.

Birçok yarasa bu mağarada yaşar.

Normalerweise fliegen Fledermäuse in der Dunkelheit.

- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- Yarasalar genelde karanlıkta uçar.

Was ist das für ein Geräusch? Fledermäuse!

Bu ses de ne? Yarasalar!

Diese Fledermäuse sind gute Langstreckenflieger, keine Flugakrobaten.

Bu yarasalar hızlı ve uzun mesafe uçmaya alışık... ...havada cambazlığa değil.

Der Exodus der Millionen Fledermäuse dauert Stunden.

Milyonlarca yarasanın göçü saatlerce sürer.

Diese Fledermäuse tragen das Virus sehr leicht

virüsü ise çok kolay taşır bu yarasalar

Werfen wir einen Blick auf diese Fledermäuse

şimdi bir bakalım bu yarasalar insanlara

Wir werden Fledermäuse mehr denn je lieben

yarasaları her zamankinden çok daha fazla seveceğiz aslında

Die wirklichen Besitzer von allen sind Fledermäuse

onların hepsinin aslında gerçek sahipleri yarasalar

Sogar die Zunge einiger Fledermäuse ist pelzig

kimi yarasaların dilleri bile tüylüdür

Aber Fledermäuse sind weder böse noch böse

fakat yarasalar ne kötüdür ne de kötülüktür

Diese winzigen Fledermäuse fliegen jedes Jahr hunderte Kilometer,

Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...

Fledermäuse machen 20% der Säugetiere der Welt aus

yeryüzündeki memelilerin %20'sini yarasalar oluşturuyor

Aufgrund dieser Situation kommen Fledermäuse den Menschen näher

işte bu durum yüzünden yarasalar insanlarla yakınlaşıyor

Diese Fledermäuse verbrauchen bis zu 120% ihres Gewichts.

bu yarasalar ağırlığının %120'si kadar bir besin tüketir

Fledermäuse leben die Nacht wie in den Comics.

ayn çizgi romanlarda olduğu gibi yarasalar gece yaşarlar

Fledermäuse sind daher sehr wichtig für das Leben.

sonuç olarak yarasalar yaşam için çok önemli

Wie könnt ihr einen Glockenturm ohne Fledermäuse haben?

- Yarasasız bir çan kulesine nasıl sahip olabilirsin?
- Yarasasız çan kulesi olamaz.

Gleichzeitig sind Fledermäuse der größte Beweis für die Evolution.

aynı zamanda evirimin en büyük kanıtı da yarasalardır

Die Fledermäuse wählen ihr Ziel über Wärmesensoren im Nasenbereich aus.

Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.

Lassen Sie mich noch eine interessante Information über Fledermäuse geben

bir ilginç bilgi daha aktarayım yarasalarla ilgili

Die zweite Art sind Fledermäuse mit großen Körpern und Fruchtfütterung.

ikinci tür ise büyük gövdeli ve meyve ile beslenen yarasalar

Einige Länder, in denen Fledermäuse auf natürliche Weise beschädigt werden

bazı ülkeler yarasaların doğal ortamlarına zarar verildiğinde

Es ist jedoch nicht das einzige Virus, das lebende Fledermäuse enthält

ama tek virüs barındıran canlı yarasa değildir

In der Tat sind Fledermäuse von enormer Bedeutung für die Menschheit.

aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için

Setzt sich im Körper der Fledermäuse ab. Diese Situation nennt man Hostel

yarasaların vücuduna yerleşiyor. Bu duruma konakçılık deniyor

Wenn wir in gemäßigtere Regionen gehen, bringen Fledermäuse diese Bewegung zum Lachen.

daha ılıman bölgelere gittiğimizde ise yarasalar bu hareketi gülük olarak yaparlar

Lassen Sie uns auch eine Erklärung zu ihm abgeben. Fledermäuse können fliegen

ona da şöyle bir açıklama yapalım. Yarasalar uçabiliyor

Als ob wir uns gesagt hätten, dass Fledermäuse sehr schlechte Kreaturen sind

sanki öyle bir anlattık ki sanki yarasalar çok kötü yaratıklarmış gibi

Man muss definitiv vorsichtig sein, denn Fledermäuse können mit einem Biss tödliche Krankheiten übertragen.

Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.