Translation of "Füßen" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Füßen" in a sentence and their turkish translations:

Diese Schuhe passen meinen Füßen.

Bu ayakkabılar ayaklarıma uyuyor.

Der Himmel ist unter ihren Füßen

Cennet onların ayağının altındadır

Ich habe Blasen an den Füßen.

- Ayaklarımda kabarcıklar var.
- Ayaklarım su topladı.

Machen Sie von Ihren Füßen Gebrauch.

Ayaklarını kullan.

Du trittst meine Gefühle mit Füßen.

Kalbimi kırdın.

Ich habe überall an den Füßen Blasen.

- Ayaklarımın her tarafında kabarcıklar var.
- Ayaklarımın her tarafı su topladı.

Tom hatte überall an den Füßen Blasen.

- Tom'un ayaklarının her tarafında kabarcıklar vardı.
- Tom'un ayaklarının her tarafı su topladı.

Plötzlich schien mir der Boden unter den Füßen wegzusacken.

Aniden zemin ayaklarımın altından kayboluyor gibi görünüyordu.

Sie legen mit ihren winzigen Füßen Tausende von Kilometern zurück

binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar

Wann wird er fähig sein, auf eigenen Füßen zu stehen?

O ne zaman kendi ayakları üzerinde durabilecek?

Mit gepolsterten Füßen bleibt sogar ein sechs Tonnen schwerer Bulle unbemerkt.

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.

Du bist alt genug, um auf deinen eigenen Füßen zu stehen.

Kendi ayakların üzerinde duracak kadar yetişkinsin.

Es war, als ob die Erde unter seinen Füßen verschwinden würde.

Sanki dünya onun ayağının altından kaybolmuş gibiydi.

Sie muss, seit sie 18 Jahre alt ist, auf eigenen Füßen stehen.

On sekiz yaşından beri o tek başına.

Meine Füßen, die so angeschwollen waren, dass ich fast nicht gehen konnte, heilten wieder.

Artık neredeyse beni yürütemeyecek kadar şişen ayaklarım iyileşti.

Ich habe zu viel getrunken, und es kam mir vor, als würde der Boden unter den Füßen wackeln.

Çok fazla içtim ve yer ayaklarımın altında dönüyor gibi görünüyordu.

Tom hat seine neuen Schuhe vor dem Marathon nicht ausreichend eingelaufen und schlimme Blasen an den Füßen bekommen.

- Tom yeni ayakkabılarını maratondan önce yeterince alıştırmadı ve ayaklarında kötü kabarcıklar oluştu.
- Tom ayaklarını maratondan önce yeni ayakkabılarına alıştırmadığı için çok fena su topladı.

Obwohl es bereits seit mehreren Tagen nicht geregnet hatte, war der Boden unter den Füßen noch immer reichlich feucht.

Birkaç gündür yağmur yağmamasına rağmen ayaklarımızı bastığımız yerler hâlâ çok ıslaktı.