Examples of using "Legen" in a sentence and their turkish translations:
Kuşlar yumurtlar.
Timsahlar yumurtlar mı?
Kaplumbağalar yumurtlar.
Tamam, başlayalım.
Bakın, onları böyle bırakacağız.
Bunu yapalım.
Bunu kasaya koyalım.
Bütün Kertenkeleler yumurtlayabilir
Bu kazlar altın yumurta yumurtlar.
Telefonu kapat.
Kaplumbağaların yumurtladığını bilmiyor muydun?
Lütfen emniyet kemerinizi bağlayın.
Bunu bagaja koyalım.
Bunu benim için bir kenara koy.
Biraz uyumalıyız.
Bütün paramızı birleştirelim.
- Kanapeye uzan.
- Kanepeye yat.
- Kanepeye uzanın.
Satış temsilcileri sık sık beni kazıklıyorlar.
Seni durdurmayacağım.
Tom seni durdurmayacak.
Bir de ladin dallarıyla çevreleyeceğiz.
havuzun üzerine bir plastik tabak koyun
Konsolun üstüne herhangi bir nesne koymayın.
Lütfen bunu kasaya koy.
Yanağına bir buz torbası koy.
Kanepeye uzanabilir miyim?
Sağ tarafınıza yatın.
Kaşığı bıçağın sağına yerleştirin.
Lütfen emniyet kemerinizi bağlayın.
Bunu altına koyup bir testere gibi kullanacaksınız.
Biz dakikliğe değer veririz.
Lütfen bagajınızı bu teraziye koyun.
Affedersiniz fakat kitaplarımı buraya bırakabilir miyim?
Oyuncak bebeği yatağına yatıracak.
Mary ve Tom mahremiyeti önemser.
Tom ve Mary gizliliklerine değer verir.
Tamam, başlayalım!
Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.
Tom'un bir bomba yerleştirmek için çok fırsatı vardı.
Uygulamanızla birlikte son iki renkli fotoğraf ekleyin.
Gölgenin ucuna... ...ufak bir taş koyup
Silahını indir.
Silahı bırak.
Ayrıca, onu gün boyunca birçok kez arıyoruz
Onlar balık tutabilirler.
Lütfen ceketini sandalyenin üstüne koy.
Şu andan itibaren daha iyi yapmak zorunda kalacağız.
O ceketi çıkar.
Hedefler sizin ne olacağınızı belirler.
Erkenden uyumaya niyetim var.
binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar
Onu yere koy.
Onu buraya koyabilir miyim?
Bir dakika lütfen. Telefonu kapatma.
Daha fazla para biriktirmek için sıkı çalıştı.
Tom'un bir bavul içine sahip olduğu her şeyi sığdırması mümkün oldu.
Acele etsek iyi olur, yoksa geç kalacağız.
Düğünün için biraz para biriktirsen iyi olur.
Bunu yuvaya geri koy.
Sonbaharda bazı hayvanlar kış için yiyecek biriktirirler.
Her şeyi sepetime koy.
Burada bir kapan kuramam. Avlanmak yasaktır.
Yüzüstü uzanın.
Yandan çıkarın. Onunla oynamaya başlamayın.
Dergileri, broşürleri ve benzeri şeyleri bir kenara koymanı istiyorum.
Lütfen emniyet kemerinizi bağlayın.
Zor zamanlar için kenarda biraz para bulundurmalısın.
Pekâlâ, deneyelim. Hadi. Meşaleyi bırakalım.
Aletleri nereye koyacağını muhtemelen Tom'a söylemelisin.
Gitmek istediği için Tom'u suçlayamazsın.
Sanırım bu projeyi bir süre ikinci plana atmamız gerekecek.
Tom, Mary'nin sandalyesine bir yumurta koymanın eğlenceli olacağını düşündü.
Deniz kıyısına gidip, kumlara uzanmak istiyorum.
Sol tarafına uzan.
Beş tane tavuğum var ve onlardan günde yaklaşık 3 tane yumurta alıyorum.
Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
Onun kazını daha fazla zarar vermeden önce pişirmeliyiz.
Fransa'da ekmeği masanın üstüne ters çevrilmiş koymamak gerekir.
İstatistikler bu şehrin nüfusunun beş yıl içinde iki katına çıkacağını öne sürmektedir.
Arabadan uzak dur ve ellerini kafanın üstüne koy.
İşe koyul.
Ben uyuyacaktım.
yahu biz yer altını kazıp bomba koymayı düşündük az önce
Ancak son keşifler, Kral Hrolf'un hikayelerinin aslında bir temeli olduğunu gösteriyor.
Lütfen onu benim için bir kenara koy.
Kitabı alt rafa koy.
Seni kandırmaya çalışmadım.
Sol bacağına biraz buz koy.
Lütfen bu çiçekleri sepete koy.
Acil durumlar için o parayı biriktireceğim.