Examples of using "Unterschiede" in a sentence and their turkish translations:
Küçük farklılıklara
Farklılıkları bul.
İnsançocuğu ayrımcılık yapmaz. Sistem ayrımcılık yapar.
Bu farkları,
Bu iki ülke arasında önemli farklılıklar var.
Farklı olduğumuzdan çok daha benzeriz.
İki şey arasında ince farklar var.
gelişiminde başlıca engel olduğunu fark ettim.
Çeşitli farklarına rağmen Joan ve Ann arkadaşlar.
Biz problemi kültürel farklılıklar ışığında düşünmek zorundayız.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
Farklar küçüktü, bu yüzden onları görmezden geldim.
Doğu ve Batı Almanya arasında hala çok kültürel farklar var.
dev dalga ile tsunami arasındaki teknik olarak farklılıklara bir de şu açıdan bakalım
Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.
Şu dünyamız, üstünde yaşadığımız hayatımız ne de güzel bir hayat olurdu ayrımcılık yapılmasaydı.
Erkekler ve kadınlar farklı düşünür mü?
Çocuklar ırk ve din bilmezler. İnsan ayrımı yapmazlar. Ölçütleri sadece sevgidir. Nefreti büyüklerden öğrenirler.