Examples of using "Kleine" in a sentence and their turkish translations:
küçük yalanlar
Küçük farklılıklara
Kuzular bebek koyundurlar.
Küçük bir mağara.
Bakın, küçük bir köknar ağacı.
mikroskobik metal parçaları
...olmuşlar.
- Siz genç erkeksiniz.
- Siz genç erkeklersiniz.
Onun küçük ayakları var.
tükürük gibi.
Küçük porsiyonların var mı?
İki küçük şişe, lütfen.
- Kedi yavruları meraklıdır.
- Yavru kediler meraklıdır.
Küçük neden büyük etki.
Kısa cümleler daha iyi.
Tom'un küçük elleri var.
Küçük ellerim var.
Tom'un küçük çocukları var.
Küçük ayakları var.
Böyle aceleyle nereye gidiyorsun, kız?
Mary'nin küçük göğüsleri var.
Tom'un küçük ayakları var.
Küçük kulaklarım var.
Yavru kedileri severim.
O, küçük kızı evlatlık aldı.
Bozuk mu istersiniz bütün mü?
Bugün küçük kız kardeşimin doğum günü.
Küçük kız kardeşine bak.
- Kız kardeşin kaç yaşında?
- Küçük kız kardeşin kaç yaşında?
Bakın, küçük bir köknar ağacı.
Bakın, bir köknar ağacı.
ayrıca omurgasızları da çekiyorlar.
Ama bu ufak kemirgen onlardan değil.
küçük bir kepçesi olan
birinci tür küçük gövdeli yarasalar
Hafif bir düşünce farkımız vardı.
Tom küçük porsiyon bir pasta aldı.
O küçük bir köpek kulübesi yaptı.
Birçok küçük şirketler iflas etti.
Küçük çocuklara öğretmeyi seviyorum.
Küçük hediyeler arkadaşlığı canlı tutar.
Küçük çocuklar çok meraklıdır.
Tom sümüklü küçük bir velettir.
Bu küçük bir dünya.
Bu güzel kız kim?
Küçük buzdolabı kirli.
Küçük çocuk eve gelmiş mi?
Örümcekler iğrenç küçük yaratıklardır.
Küçük balık, akvaryumda yüzüyor.
İki küçük kız papatyaları topluyorlar.
Bana küçük kedini göster.
Küçük bir gitar çalarım.
Tom'un üç tane genç çocuğu var.
Küçük tencerenin uzun kolları var.
Bu küçük bir kasaba.
O biraz asi.
Küçük kız kardeşim ünlüdür.
Küçük kız bir trompete üflüyor.
Küçük çiçek beyaz.
Küçük adam kim?
İki küçük kek vardı.
Ben Tom'un küçük kız kardeşiyim.
Biraz daha kısa sorular, lütfen.
Küçük bir kalabalık ortaya çıktı.
Tom'un dairesi küçük.
Küçük kız kardeşi evli.
Biraz dinlensen iyi olur.
O küçük yıldız en parlaktır.
Küçük kız odaya girdi.
Senin için küçük bir işim var.
Bu kadınlardan bazıları küçük şirketler açtı,
Küçük bir mağara. Evet, baksanıza.
Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.
Küçük mağara temizlenmiş oldu
yani az bir rakam değil
birazcıkta adap öğreneceğiz o kadar
Küçük çocuklar her şeye dokunmak ister.
Herkes küçük kediye Tora diyor.
Küçük köpek kurtulmaya çalıştı.
Tankerin küçük bir ekibi var.
Bu bir hobi olarak başladı.
Ben o küçük kıza gülümsüyorum.
Kasırga küçük eve hasar verdi.
Aslında, ufak bir şikayetim var.
dışarıya küçük su damlacıkları bırakırız.
Onun küçük kız kardeşini çok severim.
Kısa adam bir kazak giyiyor.
- Küçük çocukların odasına gitmeliyim.
- Küçük çocukların odasına gitmem gerekiyor.
- Küçük çocukların odasına gitmek zorundayım.
Her küçük çocuğun bir kahramana ihtiyacı vardır.
Küçük kız pencereyi açtı.
Küçük kız oyuncak ayısına sarıldı.