Examples of using "Unerfahren" in a sentence and their turkish translations:
Açlar ve deneyimsizler.
Biz hepimiz deneyimsiziz.
O, genç naif ve tecrübesiz.
Onun deneyimsizliği göz önüne alındığında, o iyi yaptı.
Luciano'nun arkasında topluluk olabilir fakat o hâlâ acemi bir çaylak.
Tom Mary ile tanışmadan önce kızlara karşı oldukça çaylaktı.